30 Aralık 2015 Çarşamba

SAS Komandoları Cizre’de

Terör örgütü PKK’nın Güneydoğu’daki şehir yapılanmasına karşı TSK’nın en seçkin özel kuvvet birimlerinden birisi olan Sualtı Savunma Grup Komutanlığı da (SAS) devreye girdi.

SAS Komandolarımız Cizre'de

Patlayıcı imha etme, patlayıcıların nereye yerleştirildiği, terörle mücadele ve VIP korumada çok özel eğitim almış olan SAS’ların, PKK’nın artık çıplak gözle görülmesin diye misina da kullanarak sokaklara ve evlere tuzakladığı El Yapımı Patlayıcıları (EYP) bulup imhasında devrede oldukları bildirildi.

 

3 Tim Görev Yapıyor

Bölgede 3 SAS timi görev yapıyor. Bu timler Hakkâri Yüksekova ve Çukurca ile Mardin’deki 70. Mekanize Piyade Tugayı’nda konuşlu. Subay ve astsubaylardan oluşan SAS timlerinin özellikle Şırnak’ın Cizre ilçesinde çok sayıda tuzaklanmış EYP’yi imha ettiği, timlerin ihtiyaç duyulan diğer bölgelere de zaman zaman kaydırıldığı bildirildi.

 

3-4 Tabur Özel Kuvvet

Bölgede SAS’lar dışında yine özel eğitimden geçmiş Amfibi Deniz Piyade Tugayı da bulunuyor. Karargâhı İzmir Foça’da olan bu tugayın bir taburu ‘Özel Amfibi Deniz Piyade Taburu’ adı altında 1993-2001 yılları arasında Cudi Dağı’nda görev yapmıştı.

Doğrudan Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı ‘Bordo Bereli’ olarak bilinen Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan da 3-4 taburun (yaklaşık 200 kişi) kritik çatışma bölgelerinde bulunduğu bildirildi. Özel Kuvvetler de, polis özel harekât timleri ve komandolarla birlikte hassas nokta operasyonlarda görev alıyor. Özel Kuvvetler’in çoğunlukla PKK’nın keskin nişancılarının etkisiz hale getirilmesinde başarılı operasyonlar yaptıkları kaydedildi.

 

SAS Komandolarımız Cizrede

 

Sualtı Savunma Grup Komutanlığı (SAS) Nedir?



from WordPress http://ift.tt/1NRebjC
PKKninGercekYuzu.com

Genç Kızdan Sur’daki Polislere Sarsıcı Mektup: “Sizi Seviyorum” “Bir Gün PKK’da Helak Olacak”

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ikamet eden genç bir kız tarafından görevli polislere duygu ve dua dolu bir mektup yazıldı.

Sokağa çıkma yasağının 29’uncu gününde sürdüğü Sur ilçesinde ikamet eden 20 yaşındaki genç bir kızın ilçede görevli polislere yazdığı mektup duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.
İlçenin Urfakapı mevkiindeki kontrol noktasında nöbet tutan polislere mektubu veren ve adının Mehtap olduğunu belirten genç kız, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

 

Polis

 

“Bedir’de Savaştığı Ordusu Sizin Arkanızda Olsun”

Selamünaleyküm Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun. Ben 20 yaşında bir genç bacınız. Size duygularımı yazmak istedim. Bir Diyarbakırlı olarak polislerimizi, askerlerimizi çok seviyorum. Rabbim sizin belinizde olsun. Peygamber Efendimiz’in Uhud’da, Bedir’de savaştığı ordusu sizin arkanızda olsun. Rabbim ailenize acınızı yaşatmasın. Tez zamanda bu savaş bitter hepiniz ailenize kavuşursunuz.
Bazen yemek yapıp size getirmek istiyorum. Ama kabul etmeyeceksiniz haklı olarak. Güvenmiyorsunuz, ama bunu bilin, sizi burada çok seven insanlar da var. Ama en çok da ben her zaman size dua ediyorum. Namaz kılınca, Kur’an okuyunca, ‘Rabbim onları koru’ diye dua ediyorum.”

 

Polise Genç Kızdan Mektup

 

PKK da Helak Olacak

“O pis, kafir topluluğuna Allah fırsat vermesin. Onlarda tez zamanda helak olacaklar. Peygamber Efendimiz zamanında nasıl helak oldularsa kötü kavimler, PKK da helak olacak. Allah sabredenlerle beraberdir, Nuh, ‘Rabbim dedi! Yeryüzünde kafirlerden hiç kimseyi bırakma!’ Allah bu kafirleri de bırakmayacak, Allah’a emanet olun, sizleri seviyoruz. Hz. Ali, Hz. Hamza belinizde olsun. Saygılarımla Mehtap.



from WordPress http://ift.tt/1SmvRqr
PKKninGercekYuzu.com

Dibe Vuran HDP Kendisini Kapttırmak İstiyor: ”Bu Tuzağa Dikkat!”

Gülay Göktürk bugünkü yazısında 1 Kasım seçimlerinden çıkan hezimeti hazmedemeyen HDP’li yöneticilerin yaptığı çılgınca açıklamaları kaleme aldı. HDP’nin kendisini kapattırmaya çalıştığının altını çizen Gülay Göktürk, bir tuzağa dikkat çekti.

İşte Gülay Göktürk’ün yazısından bazı başlıklar:

 

Barışçı, Çevreci, Feminist HDP’den Terör Sözcülüğüne

7 Haziran öncesinin “barışçı-çevreci-feminist-hümanist-demokrat” HDP’sinin, üç-beş ay içinde beşinci kol faaliyeti yürüten bir terör örgütünün etkisi sınırlı bir uzantısı olduğunun ortaya çıkması bazılarına hayal kırıklığı yaşatıyor olabilir.
Bana yaşatmıyor…
HDP’nin sonunda bu hallere düşeceği uzun zamandır belliydi. PKK’nın Türkiye’deki çözüm sürecinin kaderini Suriye’deki kantonlaşma fırsatına ve Esad’ın kaderine endekslediği noktada bitmişti HDP’nin siyasi ömrü…
PKK o kararı aldığı anda, Türkiye’deki Kürtlerden kopmayı da, Türkiyeli Kürtlerin çıkarlarını Suriye’deki çıkarları uğruna harcamayı da göze almış oldu.

Bunun geçmişi de taa Kobani günlerine dayanıyor.

 

Kobani’den Sonra Türkiyeli Bir Parti Olarak Siyaset Yapma İmkanı Zaten Yoktu

O tarihten sonra HDP’nin Türkiyeli bir parti gibi siyaset yapması imkanı da yok oldu. Bu dış şartlara bir de “Türkiyelileşmek” adı altında, Türkiye’nin en marjinal sol grupçukları birleşmesi ve soldan kaptığı enfeksiyonun – zaten genetik yatkınlığı da olduğu için – bütün bünyeyi sarması da eklenince HDP iyice umutsuz bir vaka haline geldi.
PKK temmuzda saldırılarını başlatırken ve Güneydoğu’da özyönetim adı altında hendek savaşlarına girişirken HDP’nin iyice sıkışacağını, durumu idare edemez hale geleceğini, meşruiyetini kaybedeceğini elbette biliyordu.
Ama buna aldırmadı.

 

Ne Yaparlarsa Yapsınlar Kürtler Ayrılığa Pirim Vermiyor

Çünkü bütün bu süreç boyunca şunu görmüştü: PKK (ya da HDP) ne yaparsa yapsın, kitle desteğini ne kadar artırırsa artırsın, bu destek ayrı bir devlet kurmaya ya da ileride ayrı devlete dönüşebilecek bir federasyona –özerk bölgeye destek şeklinde gelişmiyordu. Kürt çoğunluk ayrılığa prim vermiyordu. Çoğunluğun gidebileceği en ileri nokta olsa olsa güçlü bir yerel yönetim talebi olabilirdi ki, bu da PKK’yı asla kesmiyordu.
O zaman bölgedeki kitle desteğini artırmak için çalışmanın bir getirisi yoktu; HDP’nin meşruiyetini korumaya çalışmanın da… PKK’nın Güneydoğu’da kendi derebeyliğini kurması için tek şansı, Ortadoğu’da başlayan yeniden paylaşım savaşında silahlı güçlerini Esad ve müttefiklerinin emrine vererek Suriye’de kazandığı mevzii korumak ve genişletmek ve eğer şansı yaver giderse, aynı ittifakın desteğiyle Türkiye’yi destabilize edip Güneydoğu Anadolu’yu silah zoruyla koparıp Kobani’ye eklemlemekti.
Özyönetim ilanları böyle bir denemeydi

 

HDP Federasyon İstemektedir

 

HDP Dibe Vurdu. %5 Bile Alamazlar

Sonucu da beklendiği gibi oldu:
6 aylık Hendek savaşları dönemi bölge halkının büyük çoğunluğunun PKK’dan ve HDP’den “duygusal kopuş” dönemi oldu. HDP parti olarak dibe vurdu. Şu anda seçim olsa yüzde 5’e ulaşacakları bile şüpheli. Büyük çoğunluk PKK’nın Güneydoğu için hayal ettiği düzenin nasıl bir düzen olduğunu dehşetle gördü. O kadar trajik biçimde gördü ki, bundan böyle yerel yönetimlerin güçlendirilmesi girişimlerine bile soğuk bakarlarsa şaşmamak gerek.
İşte bugün Demirtaş’ın hiç çekinmeden bağımsız devletten bahsetmeye başlamasının, kamuoyu psikolojisine hiç aldırmadan Rusya’ya gidip pazarlığa oturmasının ardında bu kaybetmişlik duygusu yatıyor.
Artık onları takiyeye zorlayacak bir şey kalmadı. Kitlelerini kaybetmenin “özgürlüğünü” yaşıyorlar. Ve ilk defa hiç endişe etmeden ağızlarına geleni söylüyorlar.
Hatta yaptıkları o dudak uçuklatan açıklamalarla partilerini de kapattırabilirlerse çok memnun olacaklar.
Hani, içerde sökmez ama belki dışarda “siyasi mücadele imkânımızı elimizden aldılar” filan diyerek devrimci halk savaşlarına destek aramaya çıkabilirler.



from WordPress http://ift.tt/1mQTZpg
PKKninGercekYuzu.com

YDG-H Çözülüyor PKK’dan Kaçıp Askere Sığındılar

Terör örgütünden kopuşlar devam ediyor. Silopi’de örgüte katılan YDG-H’liler, silahlarıyla birlikte kolluk kuvvetlerine teslim oldu.

Kaçmaları halinde ölümle tehdit edildikleri iddia edilen 3 YDG-H’lı silahlarıyla birlikte güvenlik güçlerine teslim oldu.

Silopi’de boş bir arazide Jandarma birliklerine teslim olan ve henüz 18 yaşlarında oldukları tahmin edilen gençler, PKK’nın kendilerini zorla çatışmaya soktuğunu ve kaçmaya kalktıkları zaman da infaz edilmekle tehdit edildiklerini savundu.

Üst aramaları yapılan ve silahlarına el konulan YDG-H mensupları daha sonra ifadeleri alınmaz üzere karakola götürüldü.

Operasyonlarda şu ana kadar öldürülen terörist sayısı 3 bini aştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, “Suriye’deki son gelişmelerin PKK’nın ülkemize yönelik iştahını da kabarttığını görüyoruz. Güvenlik güçlerimiz son derece başarılı operasyonlar yapıyor. Yurt içi ve yurt dışında etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bini aştı. Terörü tamamen yok edene kadar, bölgeye refah getirene kadar milli güvenliğimiz için tehdit olmaktan çıkana kadar devam edecektir” ifadelerini kullandı.



from WordPress http://ift.tt/1ZBhAbo
PKKninGercekYuzu.com

PKK’dan CHP’ye İlginç Çağrı!

PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan, CHP’ye birlikte hareket etme çağrısında bulundu. MHP’nin AK Parti’nin koltuk değneği olduğunu ileri süren Kalkan, ülkede milliyetçi bir koalisyon kurulduğunu ileri sürdü.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, yaşanan süreçte sorumluluğun en başta CHP’de olduğunu ileri sürdü. Kalkan, MHP’nin AK Parti’ye koltuk değneği olduğunu ileri sürerken, CHP’nin bu noktada safını net olarak ortaya koymasını istedi.
Avrupa’da örgüte yakın çizgide yayın yapan Med Nuçe televizyonuna konuşan Kalkan, hükümeti eleştirdi, MHP’nin AK Parti ile birlikte milliyetçi bir koalisyon kurduğunu ileri sürdü.

 

Image processed by CodeCarvings Piczard ### FREE Community Edition ### on 2015-11-04 13:34:57Z | http://piczard.com | http://ift.tt/1QZ2Xxh

PKK Yöneticisinden CHP’ye Çağrı

CHP’nin safını net olarak ortaya koyması gerektiğini belirten Kalkan, CHP’nin içinde tutarlı sosyal demokratların yer aldığını ve mücadelelerine saygı duyduklarını kaydetti. Kalkan şunları söyledi:
Kılıçdaroğlu’nun nalına da mıhına da vuran AK Parti’ye koltuk değneği olan CHP’lilik artık bitmeli. gelinen noktada AK Parti’nin MHP ile kurduğu cepheye koltuk değneği olunamaz. CHP, suç ortağı mı olacak, onlara karşı demokratik direnişin yanında mı yer alacak?”

 

“CHP’ye Sorumluluk Düşüyor”

“En başta CHP’ye sorumluluk düşüyor; bütün tutarlı sosyal demokratları çağırıyoruz; demokrasi cephesine katılın. Herkesin özgürce yaşadığı demokratik Türkiye sistemini kuralım. Sendikalar, dernekler, sivil toplum örgütleri; herkes için geçerli. Faşizm karşısında tarafsız olunamaz.”



from WordPress http://ift.tt/1mplW70
PKKninGercekYuzu.com

Sözde Halk Yanlısı PKK Öğrencileri Tehdit Ediyor!

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek, dün bazı öğrencilerin eğitim hakkını engellediğini, sınıflara kapılarına barikat kurup, öğretim üyelerini tehdit ettiğini belirterek, “Dersler engellenmeye devam edince sabrımızın son noktasına geldik, barikatların kaldırılması ve öğrencilerin derslere girmesi için mecburen polis çağırdık” dedi.

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek, düzenlediği basın toplantısında Şırnak’ın Uludere İlçesi’nde 34 kişinin öldüğü hava operasyonunun yıldönümünde kent merkezinde polisin 3 öğrenciyi gözaltına almasını bahane eden bazı öğrencilerin, üniversitede boykot çağrısı yaptığını söyledi.

Sınıflara Barikat Kurup Öğrencileri Tehdit Ediyorlar!

Bu kişilerin, boykota karşı çıkan öğrencilerle öğretim üyelerini tehdit ettiğini belirten Rektörü Prof.Dr. Ubeyde İpek, şunları söyledi:”Biz sorunu diyalog yoluyla çözmek için çok uğraş verdik, ancak bazı öğrenciler sınıfların kapısına sıralarla barikat kurarak derslere girilmesine izin vermediler ve ders görmek isteyen öğrencilerimizin eğitim hakkını fiili olarak engellediler. Bu tür boykot ilk kez değil birçok kezdir oluyor ve eğitim hakkı engelleniyor. Aileler çocuklarını eğitim görsün diye bizlere teslim etmiş, demokratik her türlü tepkiye açığız ve demokratik eylemlere asla müdahalemiz olmaz. Ancak derslerin görülmesi engellendiği anda ve tehdidin olduğu anda bizlerde öğrencilerimizin haklarını korumak durumundayız. Eğitim hakkının engellenmesini asla kabul edemeyiz. Çok uğraştık ve bu durumu engellemek için diyalogları arttırdık ama bu duruma engel olamadık. Dersler engellenmeye devam edince sabrımızın son noktasına geldik ve mecburen barikatların kaldırılması ve öğrencilerin derslere girmesi için mecburen polis çağırdık. Ve derslerin bu şekilde görülmesini sağladık. Böyle bir durum asla tercihimiz değil ve daha önce defalarca boykot oldu ama polis çağırmadık. Bu kez tehdit ve engellemeler fiilen üniversitemizin bütün bölümlerini etkilediği için polis çağırmak zorunda kaldık.”



from WordPress http://ift.tt/1ID9dI9
PKKninGercekYuzu.com

29 Aralık 2015 Salı

PKK’nın Neden Özellikle Bazı İlçeleri Hedef Aldığı Bell Oldu

Prof. Dr. Halil Berktay, PKK’nın eden Suriye sınırına paralel uzanan belli il ve ilçeleri hedef aldığını anlattı.

Prof. Dr. Halil Berktay PKK’nın Güneydoğu’da Suriye sınırına paralel uzanan ilçe ve illerde çatışma ortamı yaratarak buraların insansızlaştırılmak istendiği iddia etti.

Halil Berktay

Berktay, bölgede uzun süreli çatışma ortamı yaratılarak Türkiye’nin Suriye’nin geleceği konusunda nötr taraflardan biri olmaktan çıkartılarak çatışan taraflardan biriymiş gibi gösterilmek istendiği söyledi.

Tarihçi yazar Halil Berktay’ın konuya ilişkin çarpıcı değerlendirmeleri:

 

PKK Ne Yapmak İstiyor?

Kritik soru şu, PKK ne yapmak istiyor? Ortada öyle bir politika var ki,askeri bakımdan da kayıp, siyasi bakımdan da kayıp. Askeri bakımdan hiçbir kazanma şansı yok, siyasi bakımdan ise PKK’nın ve HDP’nin geçtiğimiz yıllar ve aylar boyunca kendilerine açılan bütün kredileri yitirmesini, hatta Kürt halkının hakları ve özgürlükleri bakımından elde edilmiş bütün kazanımların tehlikeye düşmesini beraberinde getiriyor. Müttefikler kopuyor, sempatizanlar kopuyor, Kürtler bulundukları şehirden göç ediyor.

 

Kendi Sosyolojik Tabanı Kendi Eliyle Eliyle Yok Ediyor

PKK, kendi sosyolojik tabanını kendi eliyle yok ediyor. Geriye harabeye dönmüş, yıkık metruk mahalleler kalıyor. Soru şu; acaba istedikleri bu mu? Bunun normal siyasi rasyonaliteyle açıklamak mümkün değil. Bu arada büyük kayıplar veriyorlar. Peki bu olayın mantığı nedir? Neden Kandil asla geri çekilip, vazgeçmeyeceğiz diyor? Bölgeye gidip hendeklerin, barikatların arkasındakilerle konuşanlar Hasan Cemal dahil, kendilerine ‘hiç bir koşulda bu yoldan dönmek yok’ dendiğini aktarıyorlar. Böyle bir gözü kara gidiş söz konusu. İnsanın aklına şöyle bir soru geliyor acaba bumudur amaç?

 

Amaçları O Bölgeleri Tamamen İnsansızlaştırmak

Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca uzanan bir dizi il ve ilçe merkezini metruk ve yıkık haline dönüştürmek, insansızlaştırmak mıdır amaç? Sonuç olarak şöyle düşünebiliriz; devletlerin varlığı insanlarla ve nüfusla kaimdir. Orada kendi insanlarınız yaşıyorsa oraya benim diyebilirsiniz. Benim diyebilmekte önemli faktördür. 1; amaç tamamen insansızlaştırmak mıdır, kendi tabanını yok etmek pahasına. 2; insansızlaşan bu Güneydoğu topraklarında Suriye sınırına paralel uzanacak bölgede bir kısmı en azından Suriye kısmından gelecek hücümlarla sonu gelmeyen, yıpratıcı bir çatışmanın içine çekmek midir?

 

Türkiye’yi Çatışan Taraflardan Biri Gibi Göstermek İstiyorlar

Bu vesileyle Türkiye’yi Suriye’nin geleceğinin konuşulmasında nört taraflardan biri olmaktan çıkarıp, çatışan taraflardan biri haline getirerek, degade etmek midir, seviye düşürmek midir? İnsanın aklına böyle sorular geliyor. Türkiye içinde gelişebilecek herhangi bir olasılıkla bu politikanın hiçbir rasyonel bağlantısını göremiyorum bu ancak ve ancak Suriye’de oynanan oyunlarla ilgili olabilir ve onunla bağlantılı bir hesap olabilir.



from WordPress http://ift.tt/1QXQeL0
PKKninGercekYuzu.com

HDP Özyönetim İçin CHP’den Destek İsteyecek

Ayse Yıldırım

Ayşe Yıldırım

Cumhuriyet gazetesi yazarı Ayşe Yıldırım, DTK tarafından açıklanan 14 maddelik özyönetim deklarasyonu sonrasında atılacak muhtemel adımları, “Kürtler özerkliği alır başkanlığı verir mi?” başlıklı yazısında değerlendirdi.

Ayse Yıldırım Kürtler özerkliği alır başkanlığı verir mi

CHP’nin tavrı kendisini Atatürk’ün partisi olarak lanse eden CHP’nin gerçek yüzünü ortaya toyacak. Atatürk’ün bize miras bıraktığı üniter devlet yapı yönünde mi tavır alacak yoksa öz yönetimi isteyen PKK-HDP’ye destek vererek Atatürk’ün mirasına ihanet mi edecekler?

DTK kongresinde DTK, HDP, DBP ve HDK bundan sonraki aşamalar için görev dağılımı yaptı. Yıldırım’a göre, CHP ile kongreden önce sağlanan temas‘ortak akıl heyeti’ ve ‘Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılması’ gibi başlıklar üzerinden devam ettirilecek.

 

Ayşe Yıldırım’ın yazısı:

“Siyaset kaprisle, küskünlükle yapılmaz. Müzakere, diyalog kanallarının açılmasını istiyoruz.”

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bu sözü DTK olağanüstü kongresinin sonucunda açıklanan deklarasyonun yol haritasını anlatıyordu. “Özyönetimle ilgili siyasi çözüm deklarasyonu” başlığı altında önerilen 14 madde önümüzdeki günlerde çokça tartışılacak. Kürt siyasi hareketinin istediği de bu. “Bu bir önerme, gelin tartışalım. İtirazlarınız ya da önerileriniz varsa konuşalım” diyorlar. Yayılan savaş ortamından çıkışın da, tıkanan siyasetin önünün açılmasının da, kalıcı barışın sağlanmasının da yolunun buradan geçtiğini savunuyorlar…

Herkesin merak ettiği soru, bundan sonra ne olacak. Öncelikle şunu söylemek gerekir. HDP aslında bir buçuk aydır siyasi bir çıkış projesi olarak demokratik özerklik üzerinde çalışıyordu. Kürt hareketinin diğer temsilcileriyle yapılan görüşmelerin ardından çalışmalar başladı. İki gün süren DTK kongresinde tüm bileşenlerin katıldığı tartışmalarla da son şekli verildi.

Deklarasyon metninin ve önerilerin ‘uzlaşmacı bir dil’le yazılmasına özen gösterildi.

Deklarasyonun bir yüzü Kürtlere, bir yüzü hendekteki gençlere, bir yüzü dağa, bir yüzü hükümete, bir yüzü batıya dönük. Bütün kesimlere ve taraflara dengeli hitap edilmesi için çalışıldı.

Kürtçe ve Türkçe okunan deklarasyondaki vurgu, sorunların siyasi müzakere zeminine çekilmesiydi.

Şimdi sırada belirlenen 14 başlığın teknik alt metinlerinin yazılmasında. Ama bunun için de öncelikle bir uluslararası çalıştay planlanıyor.

Bu arada bileşenler de görev paylaşımı yaptı. Parlamento diplomasisini HDP yürütecek, belediye çalışmalarını DBP, sivil toplum örgütleriyle çalışmaları DTK yapacak. HDK ise batıyı harekete geçirmekle görevli ki belki de en zor görevlerden birisi onun. Çünkü Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Hakkâri’de sokaktaki sade vatandaştan siyasetçisine herkes batının duyarsızlığından yakınıyor.

Kongre öncesi CHP ile de bir temas sağlanmış. Kongreden sonra bir grup milletvekili deklarasyonu anlatmak ve belki bir heyet oluşturmak için CHP ile yeniden buluşmayı planlıyor. CHP’nin yapıcı bir tavır sergilemesini umuyor HDP’liler, “Zaten onların da sorunun çözümü için verdikleri bir ortak akıl heyeti kurulması hakkında kanun teklifleri var. Onlar da Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılmasını istiyorlar” deniliyor. Ayrıca deklarasyonun önermelerinin de “Kürt sorununun çözümünün yeri TBMM’dir” diyen CHP’nin yaklaşımına uygun olduğunu dile getiriyorlar.



from WordPress http://ift.tt/1mNrYyK
PKKninGercekYuzu.com

28 Aralık 2015 Pazartesi

Şehidin Diyarbakırlı Kürt Babasından PKK’ya Lanet

Cizre’de şehit olan er Necati Yenikapı’nın babası Fevzi Yenikapı, terör örgütü PKK’ya ve HDP’ye ateş püskürdü.

Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde, PKK’lı teröristlerin bombalı saldırısında şehit olan 3 askerden 21 yaşındaki er Necati Yenikapı’nın İzmir’deki baba evinde acı ve teröre tepki vardı.

 

Diyarbakırlı Şehit Babası: Sülalem Kürt Hiç Dininiz İmanınız Yok mu?

Eşi Manisalı, kendisi Diyarbakır Silvanlı olan şehit babası Fevzi Yenikapı, “Cumhurbaşkanımızın bir lafı var ‘Terörün dini imanı yok, bayrağı yok.’ Yok, yok, yok. Bunların kökü kazılacak. Bitecek işleri. Tek bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti var. Bir bayağımız var. Ay yıldız bayrağımız var. Anam Kürt, babam Kürt, sülalem Kürt. Hiç dininiz imanınız yok mu? Benim aklım ermiyor, neyin mücadelesini veriyorsunuz” diyerek teröre isyan etti.

Cizre’de PKK’lı teröristlerin önceden döşediği el yapımı bombanın zırhlı askeri aracın geçişi sırasında patlatılmasıyla 3 asker şehit oldu. Şehit olan askerlerden er Necati Yenikapı’nın, şehadet haberi, dün akşam saatlerinde askeri yetkililer tarafından, Buca Yaylacık Mahallesi’ndeki baba evine ulaştırıldı.

 

Baba Diyarbakırlı Anne Manisalı

Şehit askerin babası Fevzi Yenikapı’nın Diyarbakır Silvanlı, annesi Neriman Yenikapı’nın ise Manisa Turgutlulu olduğu öğrenildi. Kuyumcu dükkanında tezgahtarlık yapan ve 5 aylık asker olan Necati Yenikapı’nın, ailesine üzülmemeleri için Mardin’de olduğunu, bir tek ağabeyine Cizre’de bulunduğunu söylediği öğrenildi.

Fevzi Yenikapı'nın Babası

Gece sabaha kadar oğlu için gelen taziyeleri kabul eden baba Fevzi Yenikapı, sabah saatlerinden itibaren de evinin önüne çıkıp burada gelenleri karşıladı. Bu sırada açıklama yapan acılı baba, terör örgütüne lanet etti. Annesinin, babasının, sülalesinin Kürt olduğunu söyleyen Fevzi Yenikapı, “Üç cümle konuşacağım. Cumhurbaşkanımızın bir lafı var ‘terörün dini imanı yok, bayrağı yok.’ Yok, yok, yok. Bunların kökü kazınacak. Bitecek işleri. Tek bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti var. Bir bayağımız var. Ay yıldız bayrağımız var. Anam kürt, babam Kürt, sülalem Kürt. Sen neyin mücadelesini ediyorsun? Kardeşi kardeşe, şey yapıyorsun. Allah’tan korkun. Hiç mi dininiz imanınız yok? Benim aklım ermiyor, neyin mücadelesini veriyorsunuz ya?” dedi.

 

İki Gün Önce Şakalaştık

Oğluyla en son iki gün önce konuştuklarını da anlatan Fevzi Yenikapı, “İki gün önce konuştum. Şakalaştık onunla her zamanki gibi. Bana Mardin’de olduğunu söyledi” dedi. Oğulunun doğuda askerlik yapmasından korkup korkmadığına yönelik soruya ise, baba, “Hayır. Aslan gibiydi. Niye korkayım? Neden? Hiçbir şeyden korkmayız. Bizde din iman, vicdan var. Evlilik planı vardı. Askerden gelip hemen nişanlanacaklardı, evleneceklerdi” dedi.

Baba Yenikapı, HDP’nin Meclis’ten çıkarılmasını da istedi.



from WordPress http://ift.tt/1IAtlL0
PKKninGercekYuzu.com

PKK ve PKK’nın Siyası Kollarının Niyetleri Öz Yönetim Deklarasyonu ile Bir Kez Daha Açığa Çıktı

Oz Yonetim Deklarasyonu 1

İçinde HDP’lilerin de olduğu Demokratik Toplum Kongresi bileşenleri “öz yönetim”i tarif eden bir deklarasyon yayımladı. Oluşturulacak özerk bölgelerde, eğitimden sağlığa her hizmetin öz yönetim meclisleri tarafından verilmesi talep edildi. 14 madde arasında “Özerk Bölge Yönetiminin denetiminde, yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması” ifadesi de yer aldı. DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, ‘demokratik özerk bölgeler’ isteyen 14 maddelik bildirgeyi açıkladı.

Oz Yonetim Deklarasyonu 2

İşte 14 Maddelik Bildirge

PKK ve PKK'nın Siyası Kollarının Niyetleri Oz Yonetim Deklarasyonu ile Bir Kez Daha Açıga Cıktı

DTK genişletilmiş olağanüstü genel kurulunda alınan kararlarla ilgili Hatip Dicle tarafından açıklanan 14 maddelik sonuç bildirgesi şöyle:

  1. Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması.
  2. Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasası’nın temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Özerk Bölgelerin halk iradesinin ayrıca TBMM ve merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi.
  3. Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetimin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi, seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması. Merkezi yönetim organlarının, yeni demokratik anayasa ilkelerine uyulması doğrultusundaki denetimleri dışında bölgesel ve yerel yönetimler üzerindeki her türlü vesayetinin son bulması.
  4. Özerk bölge ve kentlerde şehir, mahalle, köy, kadın ve gençlik meclislerinin, farklı halklar ve inanç toplulukları meclislerinin, sivil toplum örgütlerinin karar alma ve denetleme süreçlerine doğrudan katılımının sağlanması.
  5. Demokrasinin derinleşmesi, kapsamlılaşması, özgür ve demokratik yaşamın sağlanması açısından kadınların meclislerde, tüm karar mekanizmaları ve özyönetim kademelerinde eşit temsilinin tanınması. Kadınların ihtiyaçları doğrultusunda meclis, komün ve toplumsal kurumlar kurabilmesi; kadın kurumları ve kadınlarla ilgili kararların tamamen kadın meclislerinin onayından geçmesi. Kadının her alanda özgür ve özerk örgütlenmesinin tanınması.
  6. Gençliğin karar mekanizmaları ve özyönetim organlarında yer alması. Bu açıdan gençliğin her alanda özgün örgütlenmesi ve karar mekanizmalarına özgün kimliğiyle katılmasının sağlanması.
  7. Her kademede eğitimin özyönetimlere bırakılması. Türkçenin yanı sıra bütün anadillerin de eğitim ve öğretim dili olması. Eğitim müfredatında genel müfredat dışında yeni demokratik anayasa, evrensel değerler ve insan hakları çerçevesinde yerelin tarihi, kültürel ve toplumsal özgünlükleri ve ihtiyaçları temelinde müfredata eklemeler yapılması. Türkçenin yanında yerel dillerin de resmi dil olarak kabul edilmesi.
  8. Dil, tarih ve kültür alanında her türlü çalışma yapabilmek. Aynı zamanda İnanç ve ibadet hizmetleri sunan kurumların özerk kurumlar olarak örgütlendirilmesinin sağlanması.
  9. Bütün düzeylerdeki sağlık ve tedavi hizmetlerinin özerk yönetimlerce sunulabilmesi.
  10. Yargı Sistemi ve Adalet Hizmetlerinin Özerk Bölge Modeline göre yeniden düzenlenmesi.
  11. Toprak, Su ve Enerji kaynaklarının Ekolojik çerçevede toplum yararına işletilmesi,denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisinin Özerk Bölge Yönetimine verilmesi.Öz yönetimin tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret dahil her alanda genel demokratik anayasa ilkelerine ters düşmeden her türlü üretim ve işletme birimleri oluşturma,bu tür toplumsal ve bireysel girişimleri destekleme, teşvik etme,hibe desteği sunma yetkisine sahip olması.
  12. Özerk Bölgenin yönetim alanında ve kent içinde, her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetlerini sunması ve denetimini sağlaması. Trafik hizmetlerinin merkezi trafik kurumları ile uyumlu halde yerel yönetim organları denetimindeki birimlerce yürütülmesi.
  13. Yukarıda belirtilen hizmetlerin sunulabilmesi için yerelde bütçelemenin Özerk Bölge Yönetimine devredilmesi ve kadın odaklı bütçelemenin esas alınması; merkezle ve diğer yerellerle varılacak anlaşmalara ve hakkaniyet ilkelerine bağlı olarak bazı vergilerin özyönetim birimleri tarafından toplanması. Merkezin yerelden topladığı bütün vergi gelirlerinden yerele pay verilmesi. Merkezin bölgelerin gelişmişlik farkını giderecek şekilde gerekli tedbirleri alması.
  14. Özerk Bölge Yönetiminin denetiminde, yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması, bu birimlerin Anayasal kurallar çerçevesinde ihtiyaçlara bağlı olarak kurulmuş merkezi savunma ve güvenlik birimleriyle koordineli olarak çalışması.

Oz Yonetim Deklarasyonu 3



from WordPress http://ift.tt/1NTsKB3
PKKninGercekYuzu.com

Niğde’de HDP’lilere Tepki: “Burası Osmanlı Toprağı, Niğde’yi Kirletemezsiniz”

Niğde’de, Şırnak’ın Uludere İlçesi’nde 34 kişinin hayatını kaybettiği olayı protesto etmek için toplanan ve ‘Roboski’nin katili devlettir’ yazılı pankart açan HDP’li grup taşlı saldırıya uğradı. Olaylar sırasında bir polis memuru başına isabet eden taşla yaralandı.

HDP Niğde'de Taşlandı

 

“Burası Osmanlı Toprağı! Niğde’yi Kirletemezsiniz”

HDP Niğde İl Başkanı Göksel Rıza Özkan, saat 15.00 sıralarında yaklaşık 50 kişilik grupla Hükümet Meydanı’nda basın açıklaması yapmak istedi. ‘Roboski’nin katili devlettir’ yazılı pankart açan grup adına Özkan açıklama yaparken, çevrede toplananlar ‘Burası Osmanlı toprağı. Niğde’yi Kirletemezsiniz’ diyerek tepki gösterdi.

 

Niğde'de HDP'ye Tepki

 

HDP’lilere Taş Yağdırdılar

Gerginliğin tırmanması üzerine çevredekilerin sayısını bir anda artı ve HDP’lileri taş yağmuruna tuttu. Olay yerine gelen çevik kuvvet polisi, her iki grubu ayırırken, HDP’liler hızla meydandan uzaklaştı.

 

HDP'liere Taş Yağdırdılar

 

Bir Polis Başına Gelen Taşla Yaralandı

Olaylar sırasında bir polis memuru da başına isabet eden taşla yaralandı. Polisin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

 

 



from WordPress http://ift.tt/1NTsJwS
PKKninGercekYuzu.com

Pislik Kahpe PKK’nın Son Yalanı: Hz. Ömer 60 Bin Kürt’ü Katletti

PKK’nın hücre evinden çıkan ‘eğitim notları’nda Hz. Ömer’in 60 bin Kürt’ü katlettiği yalanıyla gençlerin beyinlerinin yıkandığı ortaya çıktı.

Doğu ve Güneydoğu’da sözde öz yönetim ilan ettikleri ilçelerde sokaklara hendek kazıp, ev ve iş yerlerini, araçları yakıp yıkan PKK’lı hainlerin, karanlık planını güvenlik güçleri deşifre etti. Dindar Kürt halkını İslam’dan uzaklaştırmak için beyin yıkama seansları düzenleyen PKK’lı teröristler tarafından hazırlanan notlar Mardin’de ele geçirildi.

 

İşte PKK'nın Eğitim Notları

 

İslamiyet’in Baskıdan Kaçmak İçin Seçildiği Aşılanıyor

Kürt gençlere yönelik hazırlanan eğitim notlarında İslam’a hakaret edildiği ve Zerdüştlük’ün propagandasının yapıldığı tespit edildi. Gençleri kandırmak amacıyla hazırlanan eğitim notlarında, İslam dini ve tarihi akıl almaz bir şekilde çarpıtılarak anlatıyor. “2. halife Hazret Ömer’in 60 bin Kürt’ü katlettiği” iftirasının yer aldığı eğitim notlarındaki “Kürtler aşırı baskılar nedeniyle İslamiyet’i seçer” ifadesiyle Kürtlerin İslam’ı baskı ve katliamlardan kurtulmak için İslamiyet’i kabul ettiği yalanı gençlere aşılanıyor.

 

PKK'nın Son Yalanı

 

İbadethaneler ve Kur’an Kursları Hedef Gösteriliyor

Son olarak Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tarihi Kurşuncu Camii’ni ateşe veren, Kur’an-ı Kerimleri yakan teröristlerin, beyin yıkama seanslarında gençlere ibadethaneleri, Kur’an kurslarını da hedef gösterdiği belirlendi. Söz konusu eğitim notlarında Zerdüştlük’e de övgüler diziliyor. Notlarda, “Zerdüştlük inancı Kürtlerde bir toplumsal bilinç geliştirerek daha büyük bir şekilde güçlenme ve toparlanmalarını sağlamıştır” ifadesi yer alıyor.

 

Yoksul Aileler

Zerdüştlük’ün propagandasının yapıldığı eğitim notlarında, hücre evlerinin işleyişi, saldırıların planlanması ve hendeklerin kazılması konularında da teröristlere tavsiyelerde bulunuyor. Notlardaki en dikkat çeken bölüm ise hücre evlerindeki gençlerin tamamının yoksul ailelere mensup olması. Gençlerin verilen talimatlar doğrultusunda sürekli baskı altında tutulması da notlarda bulunuyor.

 

Hendek Kazıp Cami Yaktılar

Terör örgütü PKK, son aylarda Gaziantep Şehitkamil’de Karacaoğlan Camii’ni, Bitlis’te Kültür Camii’ni Şırnak’ta Merkez Külliye Camii’ni, Diyarbakır’da 500 yıllık Fatihpaşa (Kurşunlu) Camii’ni yaktı, Mardin’in Nusaybin’de bir camiye roket atarlı saldırı düzenlendi, Şırnak Cizre’de kültür merkezini içinde öğrenciler varken bombaladı.



from WordPress http://ift.tt/1NTsJwL
PKKninGercekYuzu.com

PKK’nın Kökünün Kazınması İçin Bordo Berelilerin Kullanılması Gerekliliği Sözümüz Sonunda Dinlendi

Başbakan Ahmet Davutoğlu Bulgaristan’dan dönerken uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerle sohbetinde PKK ile mücadelede gerekirse Bordo Berelilerin kullanılabileceğini söylemişti.

Bordo Bereliler Sehre Iniyor

Ertesi günün gazeteleri de Bordo Berelilerin görev başına geçeceklerinin haberini yapmışlardı.

Halbuki biz Bordo Berelilerin PKK’nın alan hakimiyetini sonlandırmak için güneydoğunda harekete geçmesi gerekliliğini en son 14 Haziran 2015 tarihinde hatırlatmıştık. (Bordo Bereliler’in PKK ile Mücadele Etmek İçin Sahaya İnme Vakti Gelmiştir)
Bordo Berelilerin Sahaya Inme Vakitlerinin Geldigini Söylemistik

Hükümetin 6 ay geç de olsa uyarılarımızı dikkate alıp Bordo Berelileri göreve çağırmasını ve PKK ile mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz.



from WordPress http://ift.tt/1RP0ohp
PKKninGercekYuzu.com

Belçika’da Bir Grup Türk Genci Tarafından Anti PKK Broşürleri Dağıtılıyor

Belçika’da bir grup Türk genci tarafından yapılan bir çalışmayla, PKK’nın nasıl bir terör örgütü olduğunu açıkça anlatan broşürler, Belçika genelinde dağıtılıyor.

 

Broşürlerin büyük bir yankı uyandırdığını ve etkisinin büyük olduğunu belirten ve isminin gizli tutulmasını isteyen gençlerden bir tanesi, daha şimdiden bazı televizyon kanallarında ve gazetelerde broşürlerden söz edildiğini ifade etti. Genç, bazı yetkililerin konu hakkında olumlu yorumlarda bulunduklarını belirtti.

 

“Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır.”

 

PKK'nın Gerçek Yüzünü Ortaya Koymak İçin Hazırlayıp Yayınladığımız Capsimiz

               PKK’nın Gerçek Yüzünü Ortaya Koymak İçin Hazırlayıp Yayınladığımız Capsimiz

 

Konuyla ilgili açıklama yapan ismi saklı genç, “Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır diyen Belçika’nın her yerinden ve her kesiminden gençler birleşip PKK’nın sahte propagandasına karşı bu broşürleri bütün Belçika’da ve diğer Avrupa ülkelerinde dağıtmayı hedefliyor. Şimdilik sadece Flamanca ve İngilizce dillerinde mevcut olan anti-PKK broşürleri çok yakında Fransızca ve Almanca da hazırlanıp dağıtılacak. Bu güzel mücadelelerinden dolayı halkımızın beğenisini toplayan gençlere her kesimden maddi manevi destek talepleri geliyor. Güzel bir birliğe vesile olan bu gençler çok umutlu ve kararlılar” diye konuştu.

pkkningercekyuzu.com olarak bizde Belçika’lı gençleri tebrik ediyor, yukarıda da olduğu gibi daha önce PKK’nın gerçek yüzünü ortaya koymak için hazırladığımız capslerimizden bir kaçını aşağıda yayınlıyoruz.

 

Masum Insanları Katleden Eli Kanlı PKK'nın Ateist ve Komünist Kimliği Halkımıza Anlatılmalıdır (Caps)

 

PKK Leninist, Stalinist, Marksist Gerilla Taktiklerini Birebir Uygulamaktadır (Caps)

 



from WordPress http://ift.tt/1RP0oxI
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Figen Yüksekdağ: “PKK’nın Uyguladığı Program Terör Değildir”

Figen Yüksekdağ: “PKK’nın Uyguladığı Program Terör Değildir

Figen Yüksekdağ PKK'nın Uyguladığı Program Terör Değildir

PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK’nın bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir.”

Figen Yüksekdağ PKK bir halk özgürlük hareketidir



from WordPress http://ift.tt/1RP0ohe
PKKninGercekYuzu.com

27 Aralık 2015 Pazar

PKK İçindeki Cinsel Sapık İlişkiler

Sapık PKK

Aksiyon PKK Icindeki Cocuk MilitanlarAksiyon dergisinde yayınlanan ve içeriği PKK yani Pislik Kahpe Kalleş terör örgütünün kaçırdığı çocukları nasıl her yönden istismar ettiğini anlatan yazıyı paylaşıyoruz.

Aşağıda bu yazıdan bir bölüm okuyacaksınız. PKK militanlarının nasıl bir sapıklıkta bir yapı içinde olduğunu siz de göreceksiniz.

PKK'nın Kaçırdığı Cocuk MilitanlarGüvenlik birimlerine 22 Ocak 2012’de ifade veren T.T. isimli örgüt mensubunun anlattıkları da çocuklara yönelik cinsel muamelelere dair çarpıcı bilgiler veriyor: “Bahoz Erdal’ın koruması olan Reber kod adlı kişi erkeklerle ilişkiye giriyordu. Reber bir defasında örgüte yeni katılan küçük bir çocuğa tecavüz ediyordu. Çocuk artık dayanamayınca bu olay duyuldu ve Reber’e kısa süre ceza verildi. Aynı durum kadın militanlar arasında da geçerli. Hakurk kampında sadece bayanların kaldığı bölükte Devrim Adıyaman kod adlı örgüt mensubu tüm bölükle (bayan bayana) ilişkiye girmişti. Bunların arasında 14 yaşında kız çocukları da vardı. Ama korkudan kimse bir şey diyemiyordu.”

Yazının tümünü okumak için linke tıklayınız.



from WordPress http://ift.tt/1OugBba
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! CHP Milletvekili Eren Erdem Türkiye Karşısında İran’ı Tutuyor

CHP milletvekili Eren Erdem’in attığı ihanet tweeti Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Erdem’e tepkiler çığ gibi büyürken, ‘istifa et’ çağrıları yükseldi.

Eren Erdem'in tweeti

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’e ait “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı, İran safında olurum! İran düşerse, bütün Ortadoğu düşer” tweetinin ortaya çıkmasıyla tepkilerin çığ gibi büyümesi üzerine ihanet tweetini silmek zorunda kaldı. Eren Erdem daha önce de İran ajanlığıyla gündeme gelmişti. Hakkında yayınlanan tapelerde, eşine “İran’a heyet götüreceğim diyorum. Ben turist rehberi miyim, kim kime heyet götürür, ben niye heyet götüreyim” dediği ortaya çıkmıştı.

 

Kirasını Bile İran Ödedi

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem

Ulusal Kanal’da programlara çıkarak islami konularda yorumculuk yapan Erdem, o dönem kurduğu ‘Rebeze hareketi’ ile ilgili sarfettiği “Babamın eşeği mi ödüyor Rebeze’nin kirasını, kim ödüyor. Yaptığımız işleri kim finanse ediyor, manyak mısın sen hiç düşünmüyor musun bunları sen ya. Eylem örgütlüyoruz be bunları kim organize ediyor, kim finanse ediyor. Onbinlerce dolar demek bunlar be. Rebeze’nin aylık masrafı 5 bin dolar…” sözler büyük tepki toplamıştı. Eren Erdem’in İran ajanı olduğu iddiaları gündeme gelmişti.

 

Skandalı Savunmaya Çalıştı

Skandal tweetinin ortaya çıkmasının ardından parti içinden ve dışından büyük tepki toplayan CHP vekili Eren Erdem, sözlerinin o günlerle ilgili olduğunu, çarpıtıldığını ifade ederek kendisini savunmaya çalıştı. Türkiye’yi yangın yerine çeviren Gezi olaylarının ardından kurulan Paralel Yapı destekli Karşı Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmenliği yapan Eren Erdem, gazetenin kapanmasının ardından CHP’den aday gösterilmişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti rozetini Erdem’e taktığı fotoğraflar sosyal medyada sıklıkla paylaşılırken, Kılıçdaroğlu’na “Partiden ihraç et” çağrısı yapıldı.



from WordPress http://ift.tt/1NK8jsb
PKKninGercekYuzu.com

İronik Bir Çözüm Önerisi: “Önderlik” Örgüte Silah Bıraktırır mı?

Prof. Mazhar BaglıYeni Şafak yazarı Prof. Mazhar Bağlı son derece iyi niyetli bir şekilde PKK gibi eli kanlı, bulunduğu bölgeyi baskı ve şiddetle kontrol altında tutmaya çalışan, gücünü silahtan alan bir örgüt için bebek katili Öcalan’ın silah bıraktıracağı gibi bir öneride bulunmuş.

PKK gibi Marksist, Leninist, gerilla yöntemleriyle terör yapan bir örgüt için silah demek, bölge halkı üzerinde baskı kurma, PKK aleyhindeki muhalefeti yok etme ve derin dünya devletlerinden dilediği yardımı alma, yıllardır sürdürdüğü korku dikdatörlüğünün gücü demektir. Kısaca PKK için silah herşey demektir!

PKK elinde silahı olmadan hiç kimse tarafından dikkate alınmaz, tüm siyasi gücü yok olur, derin dünya devletleri için artık işe yaramayacak bir örgüt olur. Tüm gücünü şiddetten ve tehditten alan PKK silah bıraktığı anda yok olur ve unutulur.

Nitekim bu gerçeğin farkında olan terör örgütü yöneticileri ve birçok HDP’linin PKK’nın asla silah bırakmayacağına dair açıklamalarda bulunmuşlardır:

PKK yöneticilerinden Murat Karayılan: “Gündemimizde olan şey, silahı bırakma değil yoğun bir biçimde silahlanma sorunudur. Biz şu anda daha yetkin biçimde silahlanma çabası içerisindeyiz. Ortadoğu bölgesi kaynıyor” (1)

KCK yürütme konseyi üyesi Duran Kalkan: “Gerillaya da silah bırak çağrısını hiç anlamlı ve ciddi bulmuyoruz, bunu tartışmak bile istemiyoruz. Gerilla silah bırakmaz. Ancak Öcalan’ın özgürlüğünü de öngören bir genel af çıkarılırsa, o zaman PKK silah bırakmayı değil de ateşkes ilan etmeyi düşünebilir, ama silahı bırakmayı değil. Gerilla silah bırakmaz.” (2)

HDP Milletvekili Leyla Zana: “Artık silahlı mücadele bir noktaya geldi. Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. O Kürtlerin sigortasıdır. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir.” (3)

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş: “PKK silah bırakmam diyor.” (4)

Bu açıklamalar PKK yöneticilerinin ve destekçilerinin yaptığı açıklamalardan yanlızca birkaç tanesidir. Basında PKK’yı destekleyen tüm insanlar tarafından PKK’nın silah bırakmayacağı yönünde yaptıkları birçok açıklamaları okuyabilirsiniz. Ayrıca unutulmamalıdırki Küba’da ve Kamboçya’daki kır gerillaları komünist devrim olmasına rağmen ‘devrimin koruyucusu’ olmak bahanesiyle silah bırakmamıştır. Bu ülkelerdeki terör örgütleriyle aynı ideolojiye sahip PKK’nın da silah bırakacağını savunmak son derece ironik bir düşüncedir. Bu konuda etkili bir çözüm istiyorsak PKK’yı PKK yapan Marksist, Leninist felsefenin ve bu felsefelerin bilimdışı dayanağı olan Darwinizm ve materyalizmin bilimsel yönden çürütülmesi için her türlü çabayı göstermeliyiz.

 

PKK’nın Silah Bırakmayacağı ile İlgili Daha Önceki Paylaşımlarımız

Selahattin Demirtaş: Özerklik Verilecek, Silah da Bırakmayız!

PKK: Silahsızlanma mı? O da Ne?

PKK Elebaşı Öcalan’ın Örgütün Silah Bırakmayacağına Dair Sözleri (Caps)

PKK Elebaşı Öcalan'ın Örgütün Silah Bırakmayacağına Dair Sözleri (Caps)

PKK’nın Silah Bırakma İddiası Bir Aldatmacadan İbarettir (Caps)

PKK'nın Silah Bırakma İddiası Bir Aldatmacadan İbarettir (Caps)

Komünist İdeolojinin Silahı Propagandadır (Caps)

Komünist İdeolojinin Silahı Propagandadır (Caps)

PKK Asla Silah Bırakmaz (Caps)

PKK “Çekiliyoruz” Dediği Dönemde 80 Bin Silah Yığdı

Sehalattin Demirtaş: Biz HDP Olarak PKK’ya Silah Bıraktıramayız, Yani Çağrı Yapsak Dahi…

PKK Silah Bırakmaz

PKK’nın Silah Bırakma İddiası Bir Aldatmacadan İbarettir (Belgesel)

 

Kaynaklar:

1. Karayılan: Yoğun biçimde silahlanma çabası içindeyiz (ANF) – http://bit.ly/V16889
2. PKK’lı Kalkan: Genel af çıksa da silah bırakmayız @Milliyet http://ift.tt/1DIo27A
3. Leyla Zana: Silah Kürdün sigortasıdır @Milliyet http://ift.tt/1DjpkEx
4. Demirtaş ‘PKK silah bırakmaz’ demişti http://ift.tt/1DIo2nU



from WordPress http://ift.tt/1OugAUQ
PKKninGercekYuzu.com

Israrlı Hatırlatmalarımız En Sonunda Sonuç Verdi: Özel Harekatçılar Nihayet Görevlerinin Başındalar

Komünist Terör ile Uzlaşma Olmazİçeriğinin ne olduğunu kimsenin bilmediği ama sonucunda PKK’nın Türkiye’nin güneydoğusunu alan hakimiyeti içine aldığı çözüm süreci sırasında sık sık yapılanın bir hata olduğunu ve Marksist, Leninist, komünist terör örgütü PKK ile uzlaşı olamayacağını söylemiştik. (Komünist Terör ile Uzlaşma Olmaz (Belgesel)

PKK Komünist Bir Terör Örgütüdür Komünist Terör ile Uzlaşma Olmaz (Caps)

 

Nitekim sözde çözüm sürecindeki dönemde komünist PKK’nın yaptığı eylemler listesini de yayınlamıştık. (Çözüm Süreci Sırasında Sözde PKK’nın Ateşkes Döneminde PKK’nın Yaptığı Eylemlerden Bazıları)

Ozel Harekatcıların Sahaya Inmesi PaylasımıDaha sonrasında 7 Haziran 2015 seçimi öncesinde de özel harekat polislerinin artık sahaya inme vakitlerinin geldiğini defalarca vurgulamıştık. Sosyal medyada yaptığımız caps paylaşımlardan biri sadece facebook sayfamızda (http://ift.tt/1Ougyw8) 160 bine yakın kişiye erişmişti.

Ozel Harekatcılar PKK Ile Mucadele Etmelidir

Ak Parti hükümetinin aradan 7 ay geçtikten sonra geç dahi olsa en son 22 Mayıs 2015 tarihinde söylediğimizi yerine getirmesinden memnunluk duyuyoruz. PKK temizliğine halkın % 80’inin destek verdiği bu operasyonların ORC: Halk Terör Operasyonlarına Büyük Destek Veriyor) hiç hız kesmeden devam etmesini istiyor ve hükümetimize her türlü desteği veriyoruz.



from WordPress http://ift.tt/1OugAUE
PKKninGercekYuzu.com

26 Aralık 2015 Cumartesi

Gazi Mahallesinde Yakalanan Terörist Klasik Komünist Yalanına Başvurdu: “Evime Gidiyordum Yaa”

Gazi Mahallesi’nde 2 teröristin cenaze töreninin ardından bazı şüphelilerin sırt çantalarında silah bulundurduğu bilgisi üzerine polis helikopteri ve özel hareket timleri şüpheli aracı takibe aldı. Güvenlik güçlerini fark eden şüpheliler kaçmaya başladı. Polis kaçan şüphelileri durmaları konusunda uyararak havaya ateş açtı. Apartman bodrumuna saklanan 2 şüpheliyle birlikte 5 kişi gözaltına alındı. Koç başıyla kapıları kırıp şüphelileri arayan polis bölgede operasyon başlattı.

Bu arada bodruma saklanmış halde yakalanan bayan terörist, klasik aptal komünist yalanına başvurarak  “Evime gidiyordum yaaa” diye bağırdı.

 

 

Şüpheliler tarafından kullanılan 2 araç polis ekipleri tarafından incelenmek üzere polis merkezine götürüldü. Yaşanan o hareketli dakikalar ise an be an kaydedildi.

 

İstanbul Valiliğinden “Kaleşnikoflu Grup” Açıklaması

İstanbul Valiliği polis operasyonu sırasında öldürülen 2 kadın teröristin cenaze töreni sırasında Gazi Mahallesinde ortaya çıkan kaleşnikoflu gruba ilişkin yazılı bir açıklama yapıldı.

Düzenlenen operasyonda 6 kişinin gözaltına alındığı aktarılan açıklamada “22.12.2015 Salı günü sol bir terör örgütüne yapılan operasyonda ölü ele geçirilen iki kişinin cenazelerinin defni sonrasında yasadışı giysi, araç ve gereç taşıyan bir gruba yapılan operasyon sonucunda; 6 kişi ile birlikte 2 adet Kaleşnikof marka silah, 4 adet şarjör, bu silahlara ait 60 adet fişek ve 60 adet 9 mm dolu tabanca mermisi ele geçirilmiştir. Tahkikat çok yönlü olarak devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.



from WordPress http://ift.tt/1Zv0vzU
PKKninGercekYuzu.com

Kandil Dağı’ndan Yaşanmış Tecavüz Hikayeleri

5 Şubat 2006 tarihinde kamuoyuna yansıyan bir haberi tekrar paylaşıyoruz.


PKK’lı Dilaram (2006 yılında 29 yaşında), 1991’de dağa çıktı. Örgüt eylemlerinde yer aldı. Kalaşnikof’uyla, roketatar ve el bombasıyla kaç kişi öldürdü, bilmiyor. 1996’dan itibaren Kandil Dağı’ndaki PKK radyosunda çalıştı. 2003’te üç arkadaşıyla birlikte ölümü göze alarak PKK’dan kaçtı. Üç yıldır Irak’ta yaşıyor. Kendisi gibi PKK’dan kaçan kadınlara ulaşması zor olmadı.

DilaramO güne kadar hiç konuşulmayan, üstü örtülen gerçekler, bu buluşmalar sırasında karşılıklı itiraf edildi. PKK’dayken bire bir tanık olduğu, birinci ağızlardan öğrendiği Abdullah Öcalan ve komutanlarının tecavüzleri ile örgüt içi infazları yazmaya karar verdi. Anı-roman olarak yazdığı kitabın adı, “Özgürlüğe Kaçış.”

Dilaram’la Irak’ta görüşüldü. Kendisi gibi, “örgüt bulduğu anda öldürecek” dediği 100 eski PKK’lıyla diyalog halinde olduğunu öğrendim. Irak’ta bulunduğum beş günde 14 kadınla tanıştım, bazılarıyla kitapta geçen olayları konuşma imkanı bulduk.

İçlerinden sadece dördü yüzlerini gizlemek kaydıyla fotoğraflarının çekilmesini kabul ettiler. Abdullah Öcalan’la birlikte olduğunu anlatan iki kadın da sadece konuşmayı kabul etti. Biri Öcalan’ın dayağına ve üç kez tecavüzüne maruz kalmıştı. Diğeri ise başkanına itiraz etmeyi aklından bile geçirmemişti.

Onları dört gün ve gece boyunca, gaz lambasının aydınlattığı soğuk bir odada sabahlara kadar dinledik. Sokakta yankılanan ayak seslerinin PKK’lıya ait olup olmadığını nasıl anladıklarına, nasıl tedirgin olduklarına tanık olduk.

 

Hepsi, PKK ve Öcalan’dan Nefret Ediyordu

Bingöllü Sorgûl’ün PKK idam mangası tarafından kurşuna dizilirken söylediği ağıdı hep bir ağızdan ve ağlayarak söylediler. Türkiye’yi, köylerini, anne babalarını, kendileri dağa çıktıktan sonra doğan kardeşlerini özlemişlerdi. Ama hiçbiri itirafçı olmak istemiyordu.

Hepsi Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı’ndan af bekliyordu. Hepsi Öcalan’ın 1999’da yakalanmasından sonra PKK’dan kopan 5 bin kişinin çıkacak bir af kanunuyla Türkiye’ye döneceğine, iyi vatandaş ve iyi anne baba olacağına inanıyordu.

Kadınların çoğu, örgütten birlikte kaçtığı erkek arkadaşıyla evlenmişti. Çocuklarına; Barış, Özlem, Umut adını vermişlerdi. Artık vatandaşı oldukları Irak topraklarında hayatta kalmaya çalışıyorlardı.

Hepsinin ortak korkusu, PKK tarafından infaz edilmekti. Hepsi kararlıydı. “Silah mı, Kürdistan mı? Asla! Bu kadar kandırıldık, bu kadar ihanete uğradık. Bir daha asla tetikçi olmayacağız.”

Dilaram, PKK tarafından öldürüleceğini bile bile yazdığı kitabında geçen ve hálá sağ olan arkadaşlarına PKK’dan bir zarar gelmesin diye kod adlarını değiştirdi. Röportaj sırasında bana da örgütte bilinen kod adlarını değiştirerek konuştular.

Dilaram, şu günlerde bitirmek üzere olduğu kitabını başta Kürtçe yazmaya başladı ama sonra Türkçe devam etti. Çünkü kitap Türkiye’de yayınlansın istiyor.

 

Neden dağa çıktınız?

– 1991 baharıydı. 13 yaşında, kıpır kıpırdım. Bir gün ablamla dağa pancar toplamaya gittik. PKK’lıları ilk o zaman gördüm. Kadınlar da vardı. Önce korktum. Çünkü köylüler onlar için dağdaki mahkumlar, diyorlardı. O an, kaderimin değişeceği yer burası, dedim. Mutlaka onlarla olmalıydım. Tarihini okumuştum ama Kürdistan neresi, bilmiyordum. Babam, yaşadığımız köy, derdi. PKK’lılar “Kürdistan için savaşıyoruz. Siz niçin bize katılmıyorsunuz” dediler. Akşam dönüşte düşündüm. Anneme, dağdaki mahkumlara katılacağımı söyledim. Sonra köye gelip bayrak açtılar. Muhtarın evinde toplandılar. O gün kararımı verdim. Nöbetçi PKK’lıya ben de geliyorum, dedim. Yaşın küçük, dedi. Amcamın oğlu Welad’la katıldık. Welad sonra mayına bastı, öldü.

 

Aralarına katıldığınız ilk gün neler oldu?

– Evden gizlice kaçmıştım. Altınlarımı, en güzel, rengarenk elbiselerimi, çoraplarımı yanıma almıştım. Bir de babamın en güzel kalemlerini, misafir odasının duvarındaki heybeyi ve kardeşimin mekabını çalmıştım. Heybeye yiyecek doldurmuştum. Yüküm ağırdı. Benimle alay ediyorlardı. Sarı pembeli giysilerim kilometrelerce öteden seçiliyordu. Kamuflaj nedir bilmiyordum ki. Alacakaranlıktan sabahın 5’ine kadar yürüdük. İkinci gün elime Kalaşnikof verdiler. 15 gün sonra babam haber yollamış, kızımı vermezseniz sizi buralarda barındırmam, diye. Babam zengin ve sözü geçen bir adamdı. PKK her ay babamdan 50 milyon alıyordu. Beni amcama teslim ettiler.

 

Ama tekrar gitmişsiniz.

– Beyni yıkanmış gibiydim. Babam heder olacaksın dağlarda, dedi. 15 gün sonra halamın, amcalarımın oğullarını topladım, altı akrabamı yanıma alıp tekrar dağa gittim. Sonraları ölen bir doktor vardı, Kendal. Başkanın Abdullah Öcalan olduğunu söyledi. Anlattı şöyle böyle, peygamber diye. Kafamda hayal ettim Öcalan’ı. Elini uzatsa güneşi tutabiliyordu. Ayağa kalktığında dağlar, ayaklarının dibinde olacaktı. İlk aylarımda kafamda Apo’yu uçan mitolojik bir karakter olarak çizdim. Mantıklı düşünecek yaşta değildim. Köyden çıkmış, ilkokul mezunu bir kızdım. Ancak böyle hayal edebildim. 13 yıl boyunca hep önderlik gerçeğini yani Apo’nun çocukluğunu, babasına isyanını, hayatını öğrettiler.

 

Abdullah Öcalan’la karşılaştınız mı?

PKK Kadınlara tecavüz eder

– Onlara katıldığım yılın sonbaharında Bekaa Vadisi’ne eğitime gittim. Apo akademide kalmıyordu. Evi Barliya’daydı. Merakla mitolojik kahramanı görmeyi bekledim. Apo’yu ne kadar tanrılaştırırsam, örgüte o kadar bağlanmış olacaktım. Beni tembihlediler. Ne kadar hakaret ederse etsin, doğrudur başkanım, diyeceksin dediler. Bekliyordum, hayatımdaki en önemli insanı görecektim. Apo’yu görenler bayılırmış. Ben de bayılmaktan korkuyordum. Derken elli M16’lı koruma ordusuyla geldi. Aramızda neden korunduğunu anlayamadım. Açık havada, Bekaa’da tek sıra halinde diziliydik. Afganistan komünistleri, Ermeniler, Avrupa’dan gelenler de vardı. Apo’yu görünce çok şaşırdım. Hiç hayalimdeki lider tipine benzemiyordu. İriyarılığı idare ederdi ama göbekliydi.

 

Konuştu mu sizinle?

– Bana ilk söylediği, “Senin baban bir alçak, senin baban bir düşman ajanı, senin baban bir reformist, senin evin bir düşman karakolu. Senin kafandaki düşman karakolunu yıkacağız” oldu. Öyle bir sevindim ki. Kocaman başkan beni, ailemi tanıyor, dedim. Eğitim bitti, Apo evine gitti. Küfürleri iltifat gibiydi. Şimdi babam ve ailem benim için kutsal ama o zaman emir verseydi git, babanın kafasına kurşun sık, diye, gözümü kırpmadan babamı, annemi yere sererdim. Şimdi silahım olsa kime yönelteceğimi bilirim ama bir daha elime silah almam. Geriye baktığımda o hayatı yaşamadım sanki. O Dilaram ben değildim.

 

Kaç insan öldürdünüz?

– Bilmiyorum.

 

Örgüt içinde yargılandınız mı?

– Üç kez. Yönetimle zıtlaştım. Üç gün sosyal tecrite alındım. Kimse benimle konuşmuyordu. Birinde çok zorlanmıştım. 1995’ti. Yukarıdan gelen, ayrıcalıklı ve çatışmaya hiç katılmayanlar bize iş buyurup duruyorlardı. Şunu getir, bunu taşı, diye. Hayat çekilmez hale gelmişti. Saldırıya yazmışlardı beni Zagroslar’daki. Mektup yazdım. Gideceğim, kafama kurşun sıkıp öleceğim, dedim. Zayıf biri değildim. Her gün ceset görüyordum, yaralı taşıyordum. Ama bu yaşamdan kurtuluşum yoktu. Ölmekten başka çarem yoktu. Mektubu verdiğim arkadaşım sonucu göze alamayıp yönetime vermiş. Telsizle çağrıldık, geri dönün diye. Hemen anladım olanları. Tabur komutanı bana hakaret etmeye başladı. 15 gün tutuklu kaldım. Kimse konuşmuyordu benimle, yemeği ayrı yiyordum. Sonra özür dilediler, tepkili olmayayım diye. Eski kadroların tepkisinden korkuyorlar.

 

Ayrılmaya o zaman mı karar verdiniz?

– Kendimi bir hiç olarak görüyordum. Dünyalı değildim. Ne mektup, ne haber. Ne anne, ne baba… Kaçmayıp ne yapacaktım. Ama nereye gidecektim?

 

Ne zaman, nasıl kaçtınız?

– 1996’dan itibaren savaşa gitmedim. Şemdinli’deki yaralanmadan sonra bir yıl yatalak kaldım. PKK doktorları altı kez ameliyat etti. Kandil’de radyoda çalıştım. 1999 Ocak’ında Ecevit’in konuşmasını duydum. Bu sırada eğitim veriyordum. Radyonun sesini açtım. İşin ciddiyetini anladık. “Bu iş bitti” dedik. Sonra rehavet başladı. Örgüt içi sistem, kadına yaklaşım, infazlar tartışılmaya başladı. Bazılarına itibarları, mertebeleri iade edilmeye başladı. Bir yerlere kaçsam, kurtulacağımı düşünmeye başladım. İki kadın, şimdiki eşim dahil iki erkek; dört kişi kaçmaya karar verdik. 21 Nisan 2001 gecesinde İran tarafına kaçtık. Arkamızdan atlarla geldiler ama yakalayamadılar. Gizlendiğimiz yerden gördük onları. Dört yıldır Irak’tayız.

 

Günlük, sıradan yaşama uyumda zorlandınız mı?

– Hala tek başıma alışverişe gidemiyorum. Yanımda kimse olmadan dışarı çıkamıyorum. Kalabalıklarda başım dönüyor, bayılacak gibi oluyorum. Korkularımdan dolayı herhalde.

 

Sizi bulduklarında öldürürler mi?

– Onlara karşıt bir pozisyon alırsam, konuşursam elbette.

 

Kitap yazıyor, örgüt içinde olan bitenleri anlatıyorsunuz…

– Bu yazdığım kitaptan dolayı hayatım tehlikede. Birkaç kez karşılaştım onlarla. Henüz yazdığım kitaptan haberleri yok. Burada öldürdükleri insanlar var. İran ve Suriye Kürtlerinden iki kişi örgütten kaçmıştı. Yedi ay önce evlerini bastılar. Kafalarına kurşun sıkıp gittiler. Geçen yıl da PKK’dan kaçan merkez komitesi üyesi Sipan’ı öldürdüler.

 

Ne yapacaksınız?

– Bilmiyorum. Gidip birilerinden koruma talep etmem. Irak’ın durumu malum. Yeterince kendi güvenlik sorunu var.

 

Yazmamanız için baskı yapanlar oldu mu?

– Oldu. Ama eşim hep destekledi. İşin ucunda ölüm var. Fakat sen infaz edilen, tecavüze uğrayan arkadaşlarına kendini borçlu hissediyorsan yazmalısın, diyor. Yazarsam bu psikolojiden kurtulacağımı biliyorum.

 

Sizin gibi kaçanlar çok mu burada? Hayat şartları nasıl?

– Çok var. Dört yıl önce 300 kişi kaçıp geldi Irak’a. Hepsi Kandil’den kaçtı. Erkekler çoğunlukta. Kadınlar daha ürkek. O nedenle kadınlar erkeklerle birlikte kaçıyor. Bir kısmı burada evlendi. Kaçanlardan bazıları sınır kapılarında insan kaçakçıları tarafından öldürüldü. Çoğunun yiyecek ekmeği yok.

 

Dilaram: Bu Kitabı Neden Yazdım?

Kaçarken mayınlı topraklardan geçtim. Yıllarca aynı mevziyi, yemek kabını paylaştığım yoldaşlarım tarafından vurulmayı göze aldım. Yaşadıklarımı, acılarımı bir kenara bırakıp kendi sade hayatımı yaşayacaktım. Ama vicdanım adına, delirdikten sonra infaz edilen yoldaşlarımın gözlerindeki son çaresiz bakışın borcunu ödemek, Apo ve komuta kademesindeki erkeklerin tecavüzüne uğrayan kadınlar için yazmaya başladım. 1992’de en yakın arkadaşlarım, PKK’nın insanlık dışı gaddar sistemine karşı çıktıkları için, aynı gün mahkeme edilip ertesi gün hepimizin gözleri önünde kurşuna dizildiler. İki avuç toprakla cesetlerinin üstü örtüldü. Sabah gittiğimizde tilkiler, kurtlar tarafından parçalanıp yendiklerini gördüm. Öldürülen her arkadaşımla birlikte benim ruhum ölüyordu. Ben o dağların ardında yaşananları yazıyorum. 40 bin kişi öldürüldü diyorlar. Bir bakın, eski kadrolardan kimse yok. İç infazlar tahmin edilemeyecek kadar kabarık.

 

Röportajdan Sonra Gelen Vasiyet

Biliyorum beni öldürecekler

Bu kitaptan sonra beni öldüreceklerini çok iyi biliyorum. Ama benim kaybedeceğim bir şey yok ki. İnsan ölümü aştığında kaybedecek bir şeyi kalmıyor. Ben de ölümü birçok kere aştım. Bu nedenle korkmuyorum. PKK’da kendime ait olmamamın acizliğinden dolayı intiharı çok düşündüm. Ama cesaret edemedim, arkamdan korkak, zayıf ve iradesiz kadın, demelerini istemedim. İntiharlar da infazlar kadar çok PKK’da. Özellikle kadın intiharları… Sana bir vasiyetim var. Eğer bu röportajdan sonra bana bir şey olursa, muhakkak yaz. Onların yanına bırakmayın. Onların birer katil olduğunu bir ben biliyorum bir de onların kendileri. Apo için işlemeyecekleri cinayet yok. Bir de hiçbir yoldaşımın infazına katılmadım, yoldaşıma kurşun sıkmadım, bu açıdan vicdanım rahat, bu da bilinsin.

 

Habur’u Aşsam Toprağı Öpeceğim

Köye dönmek istiyorum. Annemi, kız kardeşlerimi 15 yıldır görmedim. Babamı almak için geçen yıl sınıra gittim. Ülkeme uzanan uzun yolları solumak için ağladım. Yıllar sonra ilk kez Türkiye’ye giden yolları gördüm. İçimde bir ses, git, ucunda ölüm olsa bile git, ülkende yaşa, dedi. Ben Türk düşmanı değildim, ülkeyi bölmek gibi bir hayalim yoktu. Durumum netleşecekse, hapse girmeyeceksem gelirim. Örgüt üyeliğinden aranıyorum. “Dön” çağrısına güvenmediğim için gelmedim. Af çıkarılırsa İbrahim Halil’i (Habur) aştığımda toprağı öpeceğim. Türkiye’de işlenmiş bir suçum yok. Türkiye’ye hiç inmedim, orada kimseyi öldürmedim. Bir gün döneceğimi biliyorum.

 

Tecavüze Uğrayan Şırnaklı Evin Çıldırıp Kayalara Tırmanıyordu

Evin, çok güzel, fakir bir köylü kızıydı. Masmaviydi gözleri. Gece yarısı nöbette PKK’lı bir komutan tecavüz etti. Akli dengesini kaybetti. Çok tedavi gördü, elektrik şoku verildi. Gece yarısı oldu mu kızcağız çıldırıp kayalara tırmanıyordu. Herkes biliyordu. Tecavüzcü, Irak Kürdü’ydü. En sonunda Evin kaçtı ama kaçarken de mayına bastı. İki bacağını kaybetti. Köylüler bulup ailesine teslim ettiler. Evin, örgüt içindeki kadının trajik öyküsüdür.

 

Son Beş Yılda Ben Bin Kişi PKK’dan Koptu

Türkiye’de af çıkarsa PKK çözülür. Çok insan yararlanır bu aftan. Herkes evine dönmek, yeni bir hayat kurmak istiyor. Burada tanıdığım o kadar çok insan var ki. Af çıksa PKK’nın içyüzü ortaya çıkar. Toplum rahat nefes alır. İtirafçılık olursa insanlar zarar görürler, kimse kimseye güvenmez. Af çıkarsa kimi köyünde çiftçilik yapar, kimi ailesine döner. Son beş yılda 5 bin kişinin PKK’dan koptuğunu biliyorum. Hepsi Avrupa’da değil. Kimi kayboldu, kimi kaybettirildi, kimi bulaşıkçı, kimi inşaatçı, kimi tuvalet temizliyor. Irak’takilerin özel korunması durumu yok. Zor durumdalar. Memlekete gitmek isteyip de gidememek büyük çöküş. ODTÜ mezunu ama burada inşaatta çalışıyor. Bunları kazanmak, Türkiye’ye kazandırır.

 

Birbirimize O Kadar Düşmandık ki Başka Düşmana İhtiyacımız Yoktu

Artık hiçbir şey ve insan uğruna o hayatı bir daha yaşamam. Öcalan’a tapmıştım. İnsanlar yaşadıkça akıllanıyor. Onun (Abdullah Öcalan) kurduğu sistemde birbirimize o kadar düşmandık ki başka düşmana ihtiyacımız yoktu. Birbirimizi yok etmek için psikolojik savaş, hakaretin haddi hesabı yok. Kadınlar arasında yapılmadık hakaret, dedikodu, ayakoyunu, kariyer uğruna insanları kullanma kalmamıştı. Yazdığım, herkesin öyküsü. Bana iyi davranmazsan, karşında ateş topu olurum.

 

Bize Apo Tecavüz Etti

Birinci Kadın

Şiddet kullanarak tecavüz eden Apo’dan intikamımı komutanlarıyla yatarak aldım

Öcalan’ın Şam’daki evine Yoğunlaştırma Evi denir. Yoğunlaştırma Evi’ne bakire, genç ve güzel kadınlar alınır. Vahşi, “çöl güzeli” kızlardan hoşlanırdı ama sarışınlara daha çok ilgi duyardı. Ben de Yoğunlaştırma Evi’ne çağrıldım. Apo bir gün beni masaja çağırdı. Gittim, ılık su dolu leğendeki ayaklarını yıkadım. Hani köy ağaları gibi. Beni azarlamaya başladı, bilmiyorum diye. Sırtüstü uzandı, şimdi bütün vücuduma, dedi. Anladım neler olacağını. Çünkü cinsel istek uyandığını gördüm. Soyun, dedi. Soyundum. İç çamaşırlarını da çıkar, dedi. Ayağa kalkıp sarılıp sıkınca korktum. Kendimi savunmak için Apo’ya vurdum. Üç yumruk attı yüzüme ve kafama. Küfretti bana. “Düşkün, fahişe, rezil kadın. Seni özgürleştirmeye, tabulaştırdığın zincirleri kırmaya çalışıyorum” dedi. Titrediğimi görünce kovdu beni. “Sen Kesire’sin. Beni onun gibi yok etmek istiyorsun. Sen köle kalacaksın!” diye bağırdı. Ama bu daha ilk denemeydi. Dışarıda bekleyen tecrübeli kadınlar, beni psikolojik olarak hazırlama toplantısına çağırdı. Ağladım. İçlerinden biri, Osmanlı Sarayı’ndaki Valide Sultan gibiydi. Beni azarladı. “Başkan bizi özgürleştiriyor. Sen özgürleşmek istemiyor musun? Başkana erkek gözüyle bakıyorsun. O başkan, o zincirlerimizi kıran bir peygamber.” Beni akşam yemeğinden sonra yine çağırdı Apo. Bu kez çözümsüzdüm. Kime derdimi anlatacaktım? O ana kadar ölüme hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Bekaretimi aldı. Sonraki günlerde iki kez daha sevişti benimle. Ben de Öcalan’dan intikamımı komutanlarıyla yatarak aldım. Çünkü beni gönderirken dağa, “Sakın bir erkekle ilişkini duymayayım. Benim yetiştirdiğim kadınlar, hiçbir erkekle ilişkiye girmemeli, sonuna kadar bana bağlı kalmalı” dedi. Beni infaz etmemelerinin nedeni, Öcalan’ın evinde kaldığım için rütbe verilmesi. Bu yüzden dokunmadılar bana.

Abdullah Öcalan Kadınlara Tecavüz Ederek Özgürleştiriyor

 

İkinci Kadın

Meğer özel kadını değilmişim

Ben de Apo’nun Şam’daki Yoğunlaştırma Evi’nden geçtim. Ben direnmedim, karşı koymayı aklımdan geçirmedim. Apo, benimle birlikte olduktan sonra çok vaatlerde bulundu. Kendimi hep onun için özel, başkanın kendisiyle birlikte olmaya layık gördüğü kadın sandım. Çok safmışım. Güya gözdesiydim, ayrıcalıklıydım. Yıllarca böyle sandım. Haber geldi, başkan beni Suriye’deki evine çağırıyordu yine. Hazırlandım. Heyecanlıydım. Yolda baktım, başka kadınlar da katıldı. Hepsi de güzel ve gençti. O uzun yolculukta birbirlerine anlattıklarına inanamadım. Çok sarsılmıştım. Bir mola sırasında su içeceğimi söyleyip kaçtım. Dağa döndüğümde bana bir şey yapmadılar. Ne de olsa başkanla yatma şerefine nail olmuş ayrıcalıklı bir kadın komutandım.

 

Tanıklar anlatıyor

Kadınlar Kadınları Kurşuna Diziyordu

Bir insanın doğasına, benliğine aykırı davranması ne kadar zorsa, PKK’da kadın olmak da o kadar zor. Çok doğal bir kahkaha, bir erkeğe bakış, bir söz ya da davranış, “Kadınlığını pazarlıyor” töhmeti altında kalmak için yeter. Kendimizi hep baskı altına alıyorduk.

“Erkek işbirlikçisi” deyimi, PKK’da son yıllarda çok yaygındı. Yukarıdan gönderilen bir kavram. Omuz omuza verdiğin erkek arkadaşlarınla samimi olursan bu suçlamaya maruz kalırsın. Cezası ölüme varacak yaptırımlar uygulanır. Ama kadınlar öldürülürken erkekler ödüllendirilir. Taliban sistemi gibi. Karşılıklı bir aşk yaşandığında dişi olan suçludur.

Gönüllü kadınlardan idam mangası oluşturuluyordu mahkemeden sonra. İdama mahkum edilenin elleri bağlanıyor. Kurşuna dizilmeden az önce de gözleri. Kadınları kadınlar öldürüyordu.

Merkez Komitesi’ne ve komutanlığa getirilen kadınların hemen hepsi, kendi cinsine ihanet edenler. Her şeyi biliyorlar. Hepsi Apo’nun evinde kaldı. En çok ezen, hakaret eden de o kadınlardı. Yıllarca savaşıp çocuk yaşta evinden ayrılan çok kadın infaz edildi. Aşık olduğu için “hain” damgası yiyip öldürüldü.

 

Mardinli Rojin Hamile Bırakıldı, İdam Edildi

Mardinli Rojin’in bir eli yoktu. Hamile bırakıldı, üst düzey bir komutan tarafından. Sonra da idam edildi. Tecavüzcü ise şu an Osman Öcalan’ın partisinde.

 

Ölmeden Önce Son İsteği Çocuğunu Doğurmak Oldu

Yedi aylık hamile Ronahi’nin Zele’de infaz edildiğini Osman Öcalan da Cemil Bayık da iyi biliyor. Çünkü onlar karar verdi. 1991’den beri arkadaşımdı. Suriye-Kamışlılı’ydı. Son isteğini sordular. “Çocuğumun hayatını bağışlayın. O doğduktan sonra beni idam edin” dedi. Suçu, biriyle ilişki kurmasıydı. Babasına dokunmadılar. Ronahi, karnını kuşakla bağlıyordu ama büyüyünce gizleyemedi. Açığa çıktı. İnfaz manga komutanı, Cemil Bayık’a, Ronahi’nin son isteğini söyledi. Cemil Bayık, “Hayır, idam edin” dedi. Karnında bebeğiyle öldürüldü.

 

Mardinli Hevidan’a Mezarını Kazdırdılar

Korucu kızı Hevidan, çok küçüktü, 12 yaşındaydı. Baho Ağa’nın aşiretindendi. Apo’nun çıkardığı “korucu çocuklarını kaçırıp PKK’lı yapma” kanunuyla kaçırılıp getirilmişti. 1997 Temmuz’unda 16 yaşına basmıştı. Kaçma planları yaptı ama anlaşıldı, tutuklandı. Beni en çok etkileyen, yargılanıp infaz kararı verildikten sonra yapılanlardır. Hevidan’ın eline kazma kürek verip mezarını kazdırdılar. Temmuz sıcağında çukur açarken söylediği türkü dağlarda yankılanıyordu. Son isteği sorulduğunda af dilemedi. “Kahrolsun Apo” dedi, o köylü kızı. “Ahım sizin boynunuzda kalacak!” İnfaz mangasında tek bacağı protezli Siirtli Rengin, Hevidan’ı gözünü kırpmadan taradı. Ölmüyordu bir türlü. Kadınlar başını taşlarla ezerek öldürdüler.

 

Eylem İntihar Etti, Sevdiği “Beni Kışkırttı” Deyip Komutan Oldu

Eylem’i hiç unutamıyorum. Çok yakın arkadaşımdı. Siirt, Baykanlıydı. Çok güzeldi, sarışındı. Şakacıydı, bizi güldürürdü. Sevdiği erkekle ilişkisi açığa çıktı. 1994 yılıydı. Zagroslar’daydık. Bahardı. Birbirlerine kur yaparken yakalandılar. Erkek kaçıp gitti. Eylem, Avaşin Suyu’ndaki bir kayanın üzerine çıkıp beklemeye başladı. Kaçıp gideceği, derdini anlatacağı kimse yoktu ki. Eylem’i aramaya çıktık. Erkekler öndeydi ve ellerinde silahlarla arıyorlardı Eylem’i. Baktım, Eylem, elini yüzünü yıkıyor. Kalktı, bize döndü. Elinde bomba vardı. Sevdiği erkek de aramızdaydı. Tek tek yüzümüze baktı, sevdiği yüreksiz adamın gözlerinde durdu uzun uzun. Sonra “Yaklaşmayın, kimseye zarar vermek istemiyorum” dedi. Biliyordu, sonunun ne olacağını. Bombanın pimini çekip patlattı. Havaya uçtu. Vücudunun bazı parçalarını Avaşin Suyu alıp götürdü. Yüreğini, hayallerini, sırlarını da. İntihardan sonra yapılan toplantıda Eylem’in dişiliğini kullandığı, erkeği ihanete sürüklediği söylendi. O sevdiği erkek ise ayağa kalktı. “Beni kışkırttı. Beni yoldan çıkarmak için cezbeden bir şeytandı. Düzelmem için bir fırsat verilmesini talep ediyorum” dedi. “Şak şak” alkışladılar. Apo hakkında sloganlar attılar. Ben de alkışlayıp sloganlara katıldım. Katılmasaydım sonumun ne olacağı belliydi. Sevdiği erkek, özeleştiriden sonra ödüllendirildi. Eline çok güzel bir silah verildi, komutan oldu. Eylem, benim içimde büyük bir yara.

 

Tecavüzcülerin Cezalandırıldığını Hiç Görmedim

Tecavüz edenlerin cezalandırıldığına hiç tanık olmadım. Tecavüze uğrayan kadın hep susmak zorundaydı. Eğer susmazsa erkek, yetkisine yaslanıyordu. Merkez Komitesi üyelerinden biliyorum, yetkileri nedeniyle istediği kadınla birlikte oldular. Kadın asla şikayetçi olamadı. Kadın bir raporla bildirmek istese bile o rapor, ancak tecavüzcü komutanının eliyle Suriye’ye ulaştırılabilirdi. Komutan hiç kendi tecavüzünü yukarıya bildirir mi!



from WordPress http://ift.tt/1IwxCzb
PKKninGercekYuzu.com

7 Haziran 2015 Seçiminden 22 Aralık 2015 Tarihine Kadar 204 Şehit Verildi

AKP’nin Çözüm Sürecini buzdolabına kaldırdığı 7 Haziran seçimlerinden 22 Aralık 2015 tarihine kadar 204 asker, polis ve korucu şehit oldu. İstikrar gelecek, asker polis artık şehit olmayacak denilen 1 Kasım’dan 22 Aralık 2015 tarihine kadar ise 37 güvenlik görevli şehit düştü.

Türkiye’de 7 Haziran Genel Seçimleri’nden sonra ‘çözüm sürecinin buzdolabına konulması’ ile artış gösteren terör olaylarında bugüne kadar 204 güvenlik görevlisi şehit oldu.

7 Haziran 2015 Tarihinden 22 Aralık 2015 Tarihine Kadar 204 Sehit Verildi

Çözüm sürecinin askıya alındığı 7 Haziran seçimi ile 1 Kasım seçimleri arasında ise 167 güvenlik gücü şehit olmuştu. 1 Kasım seçimlerinden sonra Doğu ve Güneydoğu’da uygulanan sokağa çıkma yasakları ile yaşanan çatışmalar artarak devam etti. Terör örgütü PKK’nın şehir merkezlerine kazdığı hendekleri kapatmak için operasyon düzenleyen güvenlik güçleri, teröristlerle çatışmaya devam ediyor.

1 Kasım 2015 – 22 Aralık 2015 tarihleri arasında ise toplam 37 güvenlik görevlisi şehit olurken, 07 Haziran’dan sonra ülkede bugüne kadar toplam 204 şehit verilmiş oldu.

 

1 Kasım 2015 – 22 Aralık 2015 Tarihleri Arasında Meydana Gelen Olaylar ve Şehit Sayıları Şöyle:

4 Kasım: Genelkurmay Başkanlığı, Hakkâri Yüksekova bölgesinde yürütülmekte olan operasyonda meydana gelen çatışmalar esnasında 2 askerin şehit olduğunu, 1 askerin yaralandığını bildirdi.

5 Kasım: Diyarbakır Dicle ilçesi kırsalında PKK’lı teröristleri etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyonda çıkan çatışmada Uzman Çavuş Beytullah Tercan şehit oldu, bir astsubay da yaralandı. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde çıkan çatışmada yaralanan bir polis memuru da şehit oldu.

7 Kasım: Genelkurmay Başkanlığı, Şırnak’ın Uludere ilçesi Karaçalı Tepe Bölgesi’nde icra edilen keşif faaliyeti esnasında, bölücü üerör örgütü mensubu teröristlerce önceden yerleştirildiği değerlendirilen patlayıcının infilak etmesi sonucu 1 askerin şehit olduğunu açıkladı.

10 Kasım: Genelkurmay Başkanlığı, 10 Kasım 2015 saat 05.10’da Şemdinli’den Yüksekova’ya intikal eden konvoyun teröristlerin saldırısında bir askerin şehit olduğunu bildirdi.

10 Kasım: Şırnak’ın Silopi ilçesinde PKK’lar polis aracına bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda 3 polis şehit oldu, 1 polis de yaralandı.

10 Kasım: Eskişehir Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda görevliyken geçici görev nedeniyle bulunduğu Hakkari’de 10 Kasım’da askeri konvoya düzenlenen saldırı ve sonrasında çıkan silahlı çatışmada ağır yaralanan Özel Harekat Polisi Mustafa Yavaş, tedavi gördüğü GATA’da şehit oldu.

11 Kasım: Şırnak Silopi ilçesi’nde teröristlerin yola döşediği bombanın infilak ettirilmesi sonucu yaralı olarak kaldırıldığı hastanede Özel Harekat polisi şehit oldu.

11 Kasım: Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde PKK’lıları etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyonda çıkan çatışma bir teğmen şehit oldu.

13 Kasım: Genelkurmay Başkanlığı, Van’da 1 askerin şehit, 3 askerin de yaralandığını bildirdi.

13 Kasım: Genelkurmay Başkanlığı, saat 12.20’de Diyarbakır Lice bölgesinde yol emniyeti faaliyeti icra eden unsurların arazide tertiplendiği mevzide, bölücü terör örgütü mensuplarınca önceden yerleştirilen el yapımı patlayıcı düzeneğinin infilak etmesi sonucu 2 askerin şehit olduğunu duyurdu.

22 Kasım: Genelkurmay Başkanlığı, 22 Kasım 2015 tarihinde saat 17.55’deDiyarbakır ili Sur ilçesinde bir zırhlı aracın kaza yapması sonucu yaralanan üç askerden birisinin şehit olduğunu açıkladı.

23 Kasım: Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı Silvan ilçesinden dönen askeri aracın devrilmesi sonucu yaralanan 3 askerden biri tedavi gördüğü hastanede şehit oldu. Silvan’da 5 Kasım’da yaşanan çatışmalarda ağır yaralanan Komiser Yardımcısı Enis Kırımlı da tedaviye cevap veremeyerek şehit oldu.

23 Kasım: Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, trafik polisi ekip aracına uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda 1 polis şehit oldu, 1 polis de yaralandı.

24 Kasım: Şırnak’ın Cizre ilçesi Yafes Mahallesi’nde Hayati Bilgin Jandarma Sınır Karakolu’nun çevresine beton duvar örme çalışmaları sırasında PKK’lı teröristlerin açtığı ateşte ağır yaralanan 1 komiser, kaldırıldığı Cizre Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.

28 Kasım: Diyarbakır’da Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürüldüğü çatışmada 2 polis memurunun da şehit olduğu açıklandı.

30 Kasım: Sokağa çıkma yasağının ve operasyonların sürdüğü Mardin’in Derik ilçesinde sabah saatlerinde teröristlerce askeri bir araca roketatarlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 1 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı.

3 Aralık: Mardin’de teröristlerin yola döşedikleri bombanın patlaması sonucu Uzman Çavuş Ergün Karaca şehit oldu.

5 Aralık: Diyarbakır’ın 6 mahallesinde sokağa çıkma yasağı süren merkez Sur ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK’lı teröristler arasında çıkan çatışmada, keskin nişancı tüfeği Kanas ile vurulan 1 polis memuru şehit oldu, 1 polis memuru da yaralandı.

5 Aralık: Genelkurmay Başkanlığı, saat 16.30’da Şırnak ili Cizre ilçesinde bir özel araca düzenlenen silahlı saldırı sonucunda iki güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, biri ağır olmak üzere iki askerin de yaralandığını bildirdi.

8 Aralık: Mardin’in Nusaybin ilçesinde çıkan çatışmada ağır yaralanan özel hareket polisi İsmet Bilgin, şehit oldu.

9 Aralık: Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Kurşunlu Cami civarında bomba olabileceğine yönelik çalışmalar sırasında uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda polis memuru Haydar Çetin şehit oldu.

15 Aralık: Diyarbakır’da polise yönelik düzenlenen bombalı saldırıda Ankara’dan takviye için gönderilen 1’i şube müdürü 2 polis şehit oldu. 3 polis de yaralandı.

18 Aralık: Şırnak’ın Cizre ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasağında çıkan çatışmada bir uzman çavuş şehit oldu.

19 Aralık: Diyarbakır’ın sokağa çıkma yasağı bulunan merkez Sur İlçesi’nde çıkan çatışmada, PKK’lıların keskin nişancı tüfeği Kanas ile açtığı ateşte 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 uzman çavuş yaralandı.

20 Aralık: Şırnak’ın Cizre ilçesinde yürütülen operasyonlarda 1 asker şehit oldu.

21 Aralık: Diyarbakır’ın Sur Sur ilçesinde sürdürülen operasyon sırasında çıkan çatışmada PKK’lı teröristlerin daha önce tuzakladıkları el yapımı patlayıcıyı infilak ettirmeleri sonucu bir uzman çavuş şehit oldu.

21 Aralık: Bitlis’te, terör örgütü PKK mensuplarınca el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 1 asker şehit oldu. 1’i ağır 9 asker de yaralandı.

7 Haziran 2015 Seçiminden 22 Aralık 2015 Tarihine Kadar 204 Sehit Verildi



from WordPress http://ift.tt/1IwxEHa
PKKninGercekYuzu.com

25 Aralık 2015 Cuma

PKK Cizre’den Kaçmak İsteyen 40 Militanını İnfaz Etti

Cizre’den kaçmak isteyip bu isteklerinde ısrar eden 40 kadar teröristin kendi militanlarınca infaz edildiği bildirildi.

PKK Kaçmak Isteyen 40 Militanını Infaz Etti

Terör örgütü unsurlarına yönelik Cizre’de yürütülen operasyonlara hız kesmeden devam ediliyor. Bölgedeki güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, köşeye sıkışan teröristlerden özellikle YDG-H unsurlarından bir kısmı işgal ettikleri evlerde silahlarını bırakarak, sivil halkın arasına karışıyor ve Cizre’yi terk ediyor.

Savcı kontrolünde evlere giren güvenlik kuvvetleri, bu evlerde çok sayıda terk edilmiş silah ele geçirdi.

Güvenlik kaynakları, Cizre’yi terk edenlerin bir kısmının, “teröristlerin ‘evlerinizi terk etmeyin’ uyarısına kulak asmayan ve Cizre’yi terk eden halkın evlerine bilerek silah bırakarak ilerde bu insanları adalet önünde zor duruma düşürmek ve yargılanmalarına sebebiyet vermek” olduğunu belirtti. Köşeye sıkışan teröristlerden özellikle YDG-H unsurlarından bir kısmının silahlarını da bırakarak, sivil halkın arasına karışıp bölgeyi terk ettiği belirtildi.

 

Örgütün Sözde Cizre Sorumlusu Bölgeden Kaçtı

Bölgedeki kaynakların aktardığı son bilgiye göre, “Agid” kod adlı sözde Cizre sorumlusu olan terörist Cizre bölgesinden kaçtı. Bu durumun teröristler arasında büyük tartışmalara ve moral bozukluğuna neden olduğu belirtildi.

 

Kaçmak İsteyen 40 Terörist PKK Tarafından İnfaz Edildi

Alınan bilgiye göre, Cizre’den kaçmak isteyip bu isteklerinde ısrar eden 40 teröristin kendi arkadaşlarınca infaz edildiği yönünde. Bu rakamın daha da fazla olabileceği belirtiliyor. Henüz o bölgedeki evlere ulaşılamadığı için cesetler ile ilgili bir tespit bulunmadığı bildirildi.



from WordPress http://ift.tt/1PoTMVj
PKKninGercekYuzu.com

Figen Yüksekdağ’ın Alçak Terörist Arkadaşları Öldürüldü

Star Medya binasının bahçesine 24 Temmuz’da bomba koyarak yemekhaneye inen çalışanları katletme girişiminde bulunan MLKP’li iki kadın terörist, önceki gece İstanbul’da bir hücre eve düzenlenen baskında ölü ele geçirildi.

Figen Yüksekdag'ın Terörist Arkadasları Oldürüldü

STAR Medya Grubu binasına 24 Temmuz’da parça tesiri yüksek zaman ayarlı bomba atan MLKP’li kadın teröristler Yeliz Erbay ve Şirin Öter, Gaziosmanpaşa’da kaldıkları hücre evde polisle girdikleri çatışmada öldürüldü. İki kadın teröristin, Sancaktepe’de AK Parti binasına, Kağıthane’de Adımlar Dergisi’ne, Bayrampaşa’da Emniyet Müdürlüğü ve çevik kuvvet otobüsünün geçisi sırasında düzenlenen bombalı saldırıların da faili oldukları belirlendi. Dört polisin yaralandığı çatışmadan sonra hücre evde yapılan aramada, TNT tipi patlayıcı, 2 el bombası, 2 tabanca ve sahte kimlikler ele geçirildi.

 

ESP’de Yönetici

Teröristlerden Yeliz Erbay’ın, HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ ile birlikte Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nde (ESP) uzun yıllar yöneticilik yaptığı ortaya çıktı. Kobani’de PYD ve MLKP’li teröristlere bomba eğitimi verdiği belirlenen Yeliz Erbay’ın ablası Şerife Erbay’ın da 1 Kasım seçimlerinde HDP’nin İzmir 2. Bölge milletvekili adayı olduğu öğrenildi.

 

Mumları Söndü

Star’a atılan bomba, uzman ekip tarafından patlamasına az bir zaman kala imha edilmişti. Paralel Yapı, hem Twitter’da hem de medyasında ‘Bombayı kendileri attı’ ifadesini kullandı. STAR’ın, Suruç saldırısında arama yapılmasına izin vermeyen HDP’lilerin de payı olduğuna yönelik haberi yankı uyandırmıştı. HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın eski partisi ESP’nin silahlı örgütü MLKP, STAR’a bomba atmış, internetten de tehdit etmişti. O günlerde STAR’a dönük saldırıyı doğru düzgün şekilde hiçbir gazetecilik örgütü kınamazken, Hürriyet’in camlarının kırıldığı eylem için ABD Büyükelçisi dahil olmak üzere Türkiye ayağa kalkmıştı. “Bomba gerçekse eğer” diyerek yazı yazan başta Paralel Yapı’nın kalemşörü Nazlı Ilıcak olmak üzere STAR’a alçakça iftirada bulunanların yalanları, polisin iki kadın teröristle ilgili yaptığı titiz çalışma sonucu yüzlerine bulaştı.

 

Sicilleri Kabarık

Yeliz Erbay ve Şirin Öter isimli teröristlerin Star Medya’ya bombalı pankart eyleminin yanı sıra Bayrampaşa Çevik Kuvvet, Adımlar Dergisi ve AK Parti Sancaktepe binasına yapılan bombalı saldırıların failleri oldukları tespit edildi. 4 polisin hafif yaralandığı çatışma sonrası hücre evinde yapılan aramada çok sayıda el bombası ve silah bulundu.

 

Partili Bombacı

Teröristlerden Yeliz Erbay’ın, HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’la birlikte, Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nde (ESP) uzun yıllar yöneticilik yaptığı belirlendi. Kobani’de PYD ve MLKP’li teröristlere de bomba eğitimi verdiği ortaya çıkan kadın teröristin ablası Şerife Erbay’ın ise 1 Kasım seçimlerinde HDP’nin İzmir 2. Bölge milletvekili adayı olduğu belirlendi.

 

Figen Yüksekdağ: “PKK’nın Uyguladığı Program Terör Değildir”

Figen Yüksekdag PKK’nın Uyguladıgı Program Terör Degildir

 

 

Terörist örgütler ile yakın bir ilişki içinde bulunan Figen Yüksekdağ daha önce de PKK’nın Uyguladığı Program Terör Değildir demişti.



from WordPress http://ift.tt/1PoTMVh
PKKninGercekYuzu.com

Güçsüzler Yok Edilmelidir Diyen Darwinizm, Dünyadaki Zulmün En Büyük Sorumlusudur

Marksist, Leninist, Stalinist terör örgütü PKK Darwinisttir

 

Vicdan sahibi insanlar, kendileri güvenlik içerisinde, sıcak ve huzurlu bir evde otururken, bir başka ülkede milyonlarca insanın acımasızca katledildiğini unutmazlar.

Örneğin Keşmir’de yıllardır insanlar zulüm görüyorlar. Bugüne kadar on binlerce Keşmirli öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi. Uluslararası örgütlerin raporlarına göre binlerce kişi sakat kaldı, evler kundaklandı,  okullar kapatıldı ve binlerce insan hapislerde… İnsanlar hala mağara benzeri yerlerde, çok zor şartlar altında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Keşmir’deki mülteci kamplarını ziyaret eden bir gazetecinin, kamptaki hayatı tasvir ettiği şu cümleleri bu açıdan çok önemlidir:

“Hayat standartları normalin çok çok altında. Küçük küçük toprak evlere insanlar adeta tıkışmış. Evler genellikle iki odalı. Odalarda birkaç tane kullanılamayacak çanak çömlek. Bir veya iki tane yatak… Yataklara yatak demek için bin şahit gerekli… Kimi zaman içerisinde tutuşturulmuş üç beş dal parçasının bulunduğu toprak ocakta kaynayan bir kazan. Etrafta yaş yiyecek adına hiçbirşey yok! Ama utandığım için hiçbir kazanın kapağını açma cesareti bulamadım. Hangi çadıra girdiysek ortada ne yiyecek adına, ne yatacak adına hiçbir şey görmedik! Çadırların birinde yerde küçük eski bir bez seriliydi. Belli ki yatak olarak kullanılıyordu. “Bu çadırda kaç kişi kalıyor?” diye sorduğumda aldığım cevap “11 kişi” idi…”

İnsanların bu zulümden kurtulmaları ve insan gibi yaşayabilmeleri için onlara zulmedenlerin felsefesi ortadan kaldırılmalıdır. Zulmün felsefesi Darwinizm’dir. Dünyadaki muhtaç insanlar için birşeyler yapmak ve onların kurtuluşuna vesile olmak istiyorsanız, Darwinizm’in bilimsel çöküşünü anlatan eserleri okuyun ve herkese anlatın. Şerefli Türk Milleti’nin bu zulmün önüne geçebilecek tarihi bir mirasın sahibi olduğunu sakın unutmayın.



from WordPress http://ift.tt/1U9ob9v
PKKninGercekYuzu.com

24 Aralık 2015 Perşembe

PKK Temizliği: Özel Harekat Sildi Süpürdü!

SİLOPİ, Sur, Cizre, Nusaybin ve Dargeçit’deki PKK’ya temizlik operasyonunda 168 terörist öldürüldü. 8 günde operasyonun bilançosu inanılmaz.

CİZRE, Silopi, Nusaybin, Sur ve Dargeçit’te başlatılan büyük operasyonun 8 günlük bilançosu açıklandı. PKK’yı temizleme operasyonunda toplam 168 trörist öldürüldü. 1 terörist sağ yakalandı. Operasyonlarda sivil kayıplar da var. 10’dan fazla kişi yaşamını yitirdi.

PKK’lıların etkisiz hale getirilmesi için Şırnak Cizre ve Silopi İlçesi, Diyarbakır Merkez Sur İlçesi, Mardin Dargeçit İlçesi ve Bitlis’in Sehi Ormanları bölgesinde güvenlik güçlerinin operasyonları devam ediyor.

cizre-operasyon-son-durum-ozel-harekatjpg

Bölgedeki güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre; Şırnak Cizre’de 113 PKK’lı terörist (112’si ölü, 1’i sağ), Silopi’de 9 PKK’lı terörist, Diyarbakır Sur’da 23 PKK’lı terörist, Mardin Dargeçit’te 16 PKK’lı terörist, Nusaybin’de 3 PKK’lı terörist ve Bitlis’in Sehi Ormanları bölgesinde 4 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildiği belirtildi.

Cizre’de Son Durum: Kaç Terörist Öldürüldü?

diyarbakir-sur-ilcesi-operasyonjpg

Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde 14 Aralık’ta hendeklerin kapatılması, barikatların kaldırılması ve PKK’lıların etkisiz hale getirilmesi için başlatılan operasyonlar kapsamında ilan edilen sokağa çıkma yasağı devam ederken, ilçeden şiddetli patlama, silah sesleri geliyor, ilçe merkezlerinden dumanlar yükseliyor. Cizre’deki operasyonlarda 112’si ölü, 1’i sağ toplam 113 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.

Silopi Son Durum

silopi-son-durumjpg

Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde 14 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı devam ederken, operasyonlarda 9 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.

Diyarbakır Sur’da Öldürülen Terörist Sayısı

diyarbakir-sur-son-durumjpg

Diyarbakır Merkez Sur İlçesi’nde barikatların kaldırılması, hendekleri kapatılması ve PKK’lıların etkisiz hale getirilmesi için 2 Aralık günü alınan, 11 Aralık günü 17 saat ara verildikten sonra tekrar ilan edilen sokağa çıkma yasağının 21’nci gününde çatışmalar çıktı.Operasyonlarda şu ana kadar 23 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi. İlçede 7’nci Kolordu Komutanlığı’na bağlı askerler, polis ve jandarma özel harekat timleri operasyonlara devam ediyor.

Dargeçit: 16 Terörist Etkisiz Hale Getirildi

Mardin’in sokağa çıkma yasağı bulunan Dargeçit İlçesi’ndeki ise şu ana kadar 16 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiği öğrenildi.

Nusaybin: 3 PKK’lı Öldürüldü

nusaybin-operasyon-ozel-harekatjpg
Mardin’in sokağa çıkma yasağı bulunan Nusaybin İlçesi’nde güvenlik güçlerinin PKK’lıları etkisiz hale getirmek için düzenlediği operasyonlarda şu ana kadar 3 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.

Bitlis: 4 PKK’lı Etkisiz Hale Getirildi

bitlis-operasyon-pkkjpg
Bitlis’in Sehi Ormanları bölgesinde devam eden operasyonlar sırasında güvenlik güçleri ile PKK’lı teröristler arasında çıkan çatışmada 4 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.edilecektir.”



from WordPress http://ift.tt/1RJNhha
PKKninGercekYuzu.com