31 Ekim 2015 Cumartesi

1 Kasım 2015 Milletvekili Seçimi Türkiye’ye Hayırlı Olsun

Genel seçim Türkiye için hayırlı olsun. Türkiye’yi güvenliğe götürecek, PKK’nın kökünü kazıyacak, terör ile mücadelede kararlı, Türkiye’nin üniter yapısını koruyan bir hükümet ya da koalisyon iktidara gelir.


1 Kasım 2015 seçiminde nerede oy kullanacağını bilmeyenler için Yüksek Seçim Kurulu’nun seçmen sandık sorgulama sistemi sayesinde internet üzerinden nerede, hangi okulda oy kullanacağınızı rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Bilgilerinizi öğrenmek için tıklayabilirsiniz.

seçmen sandık sorgulama sistemi

Yüksek Seçim Kurulu Seçmen Sandık Sorgulama Sistemi


Oy Kullanırken Uyulması Gerekenler

Sandık başında seçmene, vereceği oy hakkında hiçbir kimse müdahale, telkin veya tavsiyede bulunamaz. Hiçbir seçmen oyunu kullandıktan sonra sandık başında kalamaz

Oyunu kullandıktan sonra sandık başından ayrılmayan seçmene başkan uzaklaşmasını hatırlatır. Seçmen yine orada kalırsa, başkan onu kolluk aracılığı ile uzaklaştırır.

 

Oy Verme Süresi

1 Kasım 2015 Pazar günü, oy verme için saat 08.00’den 17.00’ye kadar geçecek zaman oy verme süresidir.

Ancak Yüksek Seçim Kurulunun 31/08/2015 gün ve 2015/1572 sayılı kararı uyarınca; Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas,Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde ve bu illerde bulunan ceza infaz kurumlarında da oy vermenin başlangıç ve bitiş saatleri 07.00-16.00 olarak uygulanır.

Oy vermenin bitiş saati geldiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler varsa, sandık kurulu başkanı bunları saydıktan ve kimliklerini aldıktan sonra sıra ile oylarını kullanmalarına izin verir. Yüksek Seçim Kurulunun belirlediği bitiş saatinden sonra gelen seçmen oy kullanamaz (298/89, 96).

 

 

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1l1aNZy
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Geçmiş Yıllardaki Türkiye’nin Hali

Eski Türkiye’yi bilmeyenler için hatırlatma.

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1PXpBFq
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Cilasız HDP

Cila gidince kalan HDP.

HDP'nin Gerçek Yüzü Karikatür

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1RkuBRV
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP Milletvekili Burcu Çelik Özkan Korucuları Kalaşnikofla Tehdit Etti

HDP'li Vekiy Burcu Çelik Özkan'tan Kalaşnikoflu Tehdit

HDP’li (PKK) Milletvekilinden Kalaşnikofla Tehdit

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1RFxFb6
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın İstiklal Marşı Rahatsızlığı

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1KNyQA0
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! PKK Komünisttir

PKK Komünist Bir Terör Örgütüdür

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1iuORnJ
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! CHP ve PKK’nın Siyasi Kolu HDP İttifakı

CHP-HDP Sandık Dayanışması (Dostluğu) Açığa Çıktı

CHP HDP İttifakı

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1MzxPTy
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: YPG Terör Örgütü Değil!

Türkiye Devleti’nin bir terör örgütü olarak kabul ettiği PYD ve onun silahlı kolu YPG için Kemal Kılıçdaroğlu “YPG Terör Örgütü Değil” dedi.

CHP Parti Lideri Kemal Kılıçdaroğlu YPG Terör Örgütü Değil

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’dan Korkunç Açıklama: YPG Bizim İçin Terör Örgütü Değildir!

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1MzvBUm
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! PKK Marşı HDP’nin Seçim Kampanya Şarkısı Oldu

HDP'nin Seçim Şarkısı PKK'nın İntikam Marşı Çıktı

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1M7ZZ5W
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP Milletvekili Pervin Buldan: PKK Terör Örgütü Değildir

Pervin Buldan: PKK Terör Örgütü Değildir!

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1MoShQX
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Figen Yüksekdağ: Biz Sırtımızı YPG (PKK’nın Suriye Kolu) Yaslıyoruz

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz” dedi.

HDP’den İtiraf Gibi Açıklama: Sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye Yaslıyoruz

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1PWW92a
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız PKK’ya Silah Götürürken Yakalandı

HDP’li Vekil Dokunulmazlığını Kullanarak PKK’ya Silah Kuryeliği Yaparken Yakalandı

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1kiFbOx
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP’li Milletvekili Abdullah Zeydan’ın PKK Tükürüğü ile Boğar Sözü

HDP’li Milletvekili Abdullah Zeydan’a Göre “PKK Tükürüğü ile Boğarmış”, Hadi Ordan!

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1Rk7l6u
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Kemal Kılıçdaroğlu: “PKK’lılar Filistinliler Gibi Özgürlük Savaşçısıdır”

Kemal Kılıçdaroğlu, “PKK’lılar Filistinliler Gibi Özgürlük Savaşçısıdır”

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1Pc8xcU
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP Milletvekilleri 7 Haziran 2015 Seçiminden Sonraki Vekil Yemin Töreninde İstiklal Marşı Okumamışlardı

7 Haziran 2015 Seçiminden sonra aldıkları oy oranı ardından artık Türkiye’nin partisi olacağız diyen HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın HDP’li milletvekili arkadaşları, milletvekili yemini için toplanan TBMM yemin töreni öncesinde İstiklal Marşını okumamışlardı.

HDP'nin İstiklal Marşı Rahatsızlığı

HDP'nin Yemin Törenindeki İstiklal Marşı Rahatsızlığ

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1GRY2ue
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! HDP’nin Gerçek Yüzü

Selahattin Demirtaş’ın Rüyası: Abdullah Öcalan’ın Heykelini Dikmek!

Pervin Buldan: PKK Terör Örgütü Değildir!

HDP’den İtiraf Gibi Açıklama: Sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye Yaslıyoruz

HDP’li (PKK) Milletvekilinden Kalaşnikofla Tehdit

HDP’li Milletvekili Abdullah Zeydan’a Göre “PKK Tükürüğü ile Boğarmış”, Hadi Ordan!

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1iu63tJ
PKKninGercekYuzu.com

Millet Oyunu Gördü

Türk Halkı PKK ve HDP’nin Oyununu Gördü

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1iu1kIz
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! PKK Yöneticisi Cemil Bayık PKK İçin HDP’ye Oy İstedi

PKK liderlerinden Cemil Bayık HDP için oy istedi, HDP seçilmezse iç savaş çıkar dedi.

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1P2TdRv
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unuttturma! PKK Müslüman Değildir!

PKK Müslüman Değildir! İslami Değerlere Karşıdır! Hiçbir Ahlak Anlayışı Yoktur!

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1jZdDy7
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Sırrı Süreyya Önder Ankara’da Ölenler İçin Gülücükler Atıyordu

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise yürüyüş sırasında bir HDP’li ile şakalaşıp kahkaha atarken görüldü.

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1P2KCy4
PKKninGercekYuzu.com

Unutma, Unutturma! Selahattin Demirtaş Abdullah Öcalan’ın Heykelini Dikecek

Selahattin Demirtaş Abdullah Öcalan’ın Heykelini Dikecekmiş

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1Q1tJTN
PKKninGercekYuzu.com

PKK Kürt Milliyetçiliğini Kendi Çıkarları Doğrultusunda Kullanan Darwinist Komünist ve Leninist Bir Yapılanmadır (Caps)

Türkiye’nin Güneydoğusunda kirli bir oyun oynanıyor. Bu oyunun amacı, önce Güneydoğu’yu, ardından Türkiye’yi ve en son olarak da tüm dünyayı komünist yapabilmek. Şu anda “PKK ile masaya oturalım” veya “Güneydoğu’da PKK’ya toprak verelim” şeklinde çıkan çatlak sesler, bilerek veya bilmeyerek aynı amaca hizmet ediyor: Komünist bir dünya devleti…

Atatürk, “Komünizm, Türk Dünyası’nın en büyük düşmanıdır. Her görüldüğü yerde ezilmelidir” sözleriyle en çarpıcı biçimde komünizm konusundaki fikrini ifade etmiştir. Atatürk, komünizmin, diyalektik felsefe, materyalizm ve Darwinizm’den meydana gelen ve insanlığı büyük tahribata uğratan özelliklerini çok iyi fark etmiş ve “her görüldüğü yerde ezilmelidir” diyerek Türk Milleti’ne yol göstermiştir.

Güneydoğumuzdaki terörist hareketi ifade ederken kullanılan “bölücü terör” ibaresi, aslında oldukça eksik bir tanımlamadır. Çünkü, söz konusu “bölücü terör” gerçekte “komünist terör”ün ta kendisidir. Bölücü hareket olarak adlandırılan hareket “Marksist-Leninist-komünist ayaklanma”dan başka bir şey değildir. Bu nedenle her şeyden önce, yıllardan beri olayın içyüzünü ifade etmekten uzak ‘bölücü terör’ klişesiyle tanımlanan bu hareketin adını doğru koymak çok önemlidir.

PKK Kürt Milliyetçiliğini Kendi Çıkarları Doğrultusunda Kullanan Darwinist Komünist ve Leninist Bir Yapılanmadır (Caps)

İdeolojisini Marksist-Komünist olarak tanımlayan, her türlü komünist söylem ve prensibi benimseyen, en bariz komünist gerilla yöntemleriyle sürdürülen bu hareketi müstakil bir bölücü faaliyet, sıradan bir etnik çatışma olarak görmek son derece hatalı bir değerlendirme olacaktır.

Doğu insanımız devletine sadıktır. Halkımız, komünist-bölücü örgütün ahlak düşmanı fikirleri benimsediğinden habersizdir. Bu konunun, terörün çözümü için kilit bir konumda olduğu fark edilmelidir.

Sorunun kaynağına inemeyen yüzeysel yaklaşımlarla teröre çare bulunamayacağı aşikardır. Daha fazla geç kalınmadan, dikkatli bir analiz yapılarak tutarlı bir mücadele stratejisi oluşturulmalı ve terörün kökü kazınmalıdır.

Ortada ‘bölücü terör’ değil apaçık bir ‘komünist terör’ vardır! Komünist hareket, özünde mevcut düzeni yıkmaya, devleti ve milleti yok etmeye yönelik bir hareket olduğu için her zaman ‘bölücü’ bir harekettir. Komünistlerin bölücü faaliyetini, bu korkunç ve karanlık kimliğinden soyutlayarak yalnızca “bölücü terör” ifadesiyle tanımlamak son derece yanlış bir tutumdur.

 

Güneydoğu’daki Komünist Teröre Destek Dünya Komünistlerinden Geliyor

Kore’yi ya da Almanya’yı ikiye bölen komünist hareket gibi, Güneydoğu’daki bölücü terörü yürütenler de yine aynı Marksist-Leninist-komünist mihraklardır. Bölgedeki etnik kesimden bir kısmının kandırılıp alet edildiği bu komünist faaliyetin destekçileri de dünya çapındaki komünist ve sosyalist örgütler, partiler ve iktidarlardır.

Yoksa bu komünist çevrelerin bölgedeki etnik azınlığın sorun ya da çıkarlarıyla ilgili herhangi bir tasa ya da endişeleri olmadığı açıktır. Tek ilgilendikleri ve destekledikleri konu, burada yürütülen komünist hareketin nihai bölücü hedefine ulaşmasıdır.

Komünist devrim az sayıda insanla yapılmakta, çoğunluk hiçbir zaman insan yerine konulmamaktadır. Bu devrimi kurgulayan ve uygulayanlar sadece kendilerinin haklı ve doğru olduğunu düşünmekte, kendi görüşlerini çoğunluğa zorla kabul ettirme yöntemini benimsemektedirler.

Komünistlerin ülkesi, milleti, ırkı yoktur. Her ülkeden, her milletten komünistler yine ancak kendileri gibi komünistleri, Marksistleri destekler. Nitekim dünyanın öbür ucundaki komünistlerin dahi Güneydoğu’daki komünist terörü desteklemesi bunun en açık örneğidir.

Dünyadaki tüm komünist odaklar, Güneydoğu’daki Marksist-Leninist-komünist hareketi kendi sapkın ideolojilerinin meşru bir eylemi olarak algılamakta, Cumhuriyetimize ve devletimizin üniter yapısına karşı yürütülen komünist devrimci bir mücadele olarak görmektedir.

Komünizm yıkılınca yeryüzünden yok olmamış, sadece oranı %60’tan %40’a düşmüştür. Bu ise halen 100 milyon kişiden 40 milyonunun komünist terörü desteklediği anlamına gelmektedir.

Ülkemizde de, Güneydoğu’daki komünist teröre destek veren çeşitli odakların bulunduğu ve bunların bir kısmının, medyanın, kamu kurum ve kuruluşlarının içine sızmış olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, öncelikli olarak devlet içinde yuvalanmış bu komünist oluşumlar acilen tesbit edilmeli, bunlar deşifre edilerek bunlara karşı gerekli önlemler alınmalı, gereken müdahaleler yapılmalıdır.

 

Komünist Teröre Karşı Fikri Mücadele

Gayet iyi bilinmelidir ki, komünizmin bedenini öldürmekle netice alınmaz. Komünizmin ruhunu öldürmek önemlidir. Komünizmin ruhu öldüğünde bedeni de ölmüş olacaktır.

Anti-komünist bir fikri mücadele, komünizme karşı en etkin mücadele olacaktır. Ancak etkili ve insanları bilinçlendirici bir fikri mücadele ve propaganda sayesinde Marksist-komünist terörün önü alınabilir. Yalnızca askeri ve polisiye tedbirlerle olaya köklü bir çözüm getirebilmek mümkün değildir.

Diğer taraftan komünistler yıllardan beri sürdürdükleri gerilla savaşlarında tecrübe kazanmışlardır. Daha önce Vietnam, Kamboçya, Laos, Kuzey Kore gibi ülkelerde yaşananlar, bu konuda önemli birer tecrübedir. Bu gibi ülkelerde sadece askeri ve polisiye tedbirlerle yetinildiği için komünist teröre karşı herhangi bir çözüm getirilememiş, ciddi asker ve polis kayıpları verilmiştir.

Bundan da anlaşılacağı gibi, çözüm yalnızca anti-Marksist fikri mücadeleden geçmektedir. Uydurma temellere, gerçek dışı felsefelere dayandırılan Marksist-komünist ideoloji ilmi olarak çürütülmelidir. Marksist-komünist ve Darwinist öğretilerle beyinleri yıkanarak milletimize karşı kışkırtılan insanlar, ancak bu çarpık ideolojilerin gerçek yüzleri ortaya konup, dayandıkları felsefelerin sefaleti gözler önüne serilirse bu kitlesel hipnozdan kurtarılabilirler.

Marksist-komünist ideolojiye karşı yapılacak bu fikri mücadele ve propaganda, ya resmi olarak devlet eliyle yürütülmeli ya da bu konuda sorumluluk üstlenecek ehil kimse ya da kuruluşlara devlet tarafından destek verilmelidir.

Marksist-Leninist-komünist propaganda ile sürekli taraftar toplayan komünist bölücü harekete karşı geniş çaplı bilimsel anti-komünist, anti-Darwinist propaganda şarttır. Bu konuda susulması ve geç kalınması vahim sonuçlar doğurabilir.

Devletimiz bu desteği verirken bir yandan da söz konusu komünist terörü ideolojik olarak besleyen “Darwinizm” gibi zararlı akımlara ve bunların propagandalarına karşı da önlem almalıdır. Devlet eliyle Darwinizm propagandası yapılmasına izin verilmemelidir. Çünkü Darwinist eğitim vermek, Darwinist propagandaya göz yummak, komünizme destek vermekle aynı anlama gelecektir. Nitekim bütün komünist ülkeler ve komünizmi parlamenter yöntemle hakim kılmayı savunan sosyalist Kuzey Avrupa ülkeleri, eğitim sistemlerini Darwinizm üzerine kurmuşlardır. Bilindiği gibi komünizm, Darwinizmi sözde bilimsel temeli olarak kabul etmektedir. Darwinizmin öne sürdüğü yaşam mücadelesi, güçlülerin zayıfları yok etmesi, doğal ayıklanma gibi hayali kavramlar diyalektik materyalizmin ve dolayısıyla komünizmin biyolojik altyapısını oluşturmaktadır.

Ülkemizdeki terör örgütleri, diyalektik felsefenin resmi olarak desteklenmesinin rahatlığını taşımaktadırlar. Kendi ideolojilerinin temeline resmi destek verilmesi terör odaklarının ekmeğine yağ sürmektedir. Bu nedenle dialektik felsefeye resmi desteğin bir an önce son bulması gerekmektedir.

Özetle, yukarıda bahsedilen gerçekleri gözler önüne seren ve halkımızı bölücü komünist teröre karşı bilinçlendiren kapsamlı bir eğitim politikasının bölgede acilen uygulamaya geçirilmesi şarttır. Bu konuda kitaplar, anti-komünist, anti-Darwinist broşürler, el ilanları basılmalı ve bunlar halka dağıtılmalıdır. Bölgede yayın yapan televizyonlarda, radyolarda, yerel gazetelerde bu eğitime ciddi yer ayırılmalıdır. Gerekirse ulaşım sorunu olan bölgelerde, bu broşür ve ilanlar uçak ya da helikopterlerden atılmak suretiyle, söz konusu eğitimin en ücra köşelere kadar ulaştırılması sağlanmalıdır.

Türkiye, dünya Türklüğünün son bağımsız kalesidir. Komünist odaklar bu kaleyi ele geçirmek için her türlü fitneyi planlamaktadır. Bir kısım komünistler, vatan, bayrak ve millet gibi kavramlar ve Atatürkçülüğün arkasına gizlenerek ülkemizi felaketlere sürüklemeye çalışmaktadır. Bilindiği gibi komünizmde herşey silahla, şiddetle ve terörle çozülür ve hedefe giden her yol mübah sayılır. Komünistler, gerekirse bayraktan, gerekirse vatan sevgisinden, gerektiğinde demokrasiden bahsederler. Oysa bunlar sadece, Lenin’in “Bir Adım İleri, İki Adım Geri” kitabında belirttiği taktiklerden ibarettir.

 

Darwınizm, Komünist Bölücü Terör Örgütünün İdeolojisinin Temelidir

Türk Devleti’nin bölünmez bütünlüğünü hedef alan en önemli tehdit olan bölücü terör, doğrudan komünist ideolojiye dayanmaktadır. Materyalizme ve Darwinizme dayanan bu ideoloji, ahlak, mukaddesat ve maneviyat gibi kavramları reddetmekte, insanların sadece maddi varlıklarını esas almakta, insanları bir çeşit hayvan olarak görmektedir. Karl Marks, Darwinizm ile komünizm bağlantısını şu şekilde açıklamıştır:

“Darwin’in yapıtı büyük bir yapıttır. Tarihteki sınıf mücadelesinin doğa bilimleri açısından temelini oluşturuyor.” (Marks Engels Mektuplar, cilt 2, s.126)

Lenin ise şöyle demektedir: “Marks’ın teorisinin tümü, evrim teorisinin, en tutarlı, en tam, en düşünülmüş ve özlü biçimiyle çağdaş kapitalizme uygulanmasıdır.” (Robert M. Young, Darwinian Evolution and Human History)

 

Terör, Bölücü Örgütlerin Vazgeçilmez Bir Yöntemidir

Terör, temeli Darwinizm’e dayanan bölücü ideolojilerin hedefe ulaşmak için kullandığı etkin bir yöntemdir. Komünist liderler terörü vazgeçilmez bir silah olarak taraftarlarına tavsiye etmişlerdir. Bölücü terör örgütünün bütün yöntemleri komünist ideolog ve liderlerin tavsiyeleri doğrultusundadır. Bu liderlerden Lenin’in terör talimatları oldukça dikkat çekicidir:

“Polisleri, askerleri, devlet memurlarını öldürmek, devlet kurumlarında yangınlar çıkartmak… Devletin hazinelerinden paraları almak… Devrimci komünist güçler yenilmez silahlı bir güç olarak ortaya çıkmalı, insanları öldürerek, bombalayarak, binaları havaya uçurarak korku yaymak ve bu şekilde toplumun üzerinde komünist diktatörlüğünü teşkil etmek iktidara ulaşmamızın önemli unsurlarındandır.” (“Vladimir Lenin, Teorik ve Pratik Terör Hakkında”, Homizuri G.P., Moskova 2005)

Bir Marksist-Leninistin, komünist ideolojinin gerektirdiği terörist eylemi yapması komünistleri adeta büyüler. Yapılan katliamları, bombalama eylemlerini ve şiddeti şeytani bir hazla ve takdirle karşılayıp hayranlık duyarlar. Bu sebeple Avrupa’daki ve dünyanın çeşitli yerlerindeki Darwinist-Marksist görüşlü insanların teröre karşı olması beklenemez. Bu Marksist felsefenin ruhuna-mantığına aykırı olur. Kınama mesajları, uyarmalar böyle kitleleri hiç ilgilendirmez. Darwinist-Marksistler teröristleri, -güya- “feodalizme karşı savaşan, devrimci güçler” olarak görürler. Teröristler, Ho Chi Minh gibi tarihe geçen kan dökücüleri saygı ile anarlar.

Vietnamlı gerilla lideri Ho Chi Minh (1890-1969) koyu bir Marksist-Leninist ve Darwinistti. Bölücü komünist örgütün Güneydoğu’da kullandığı gerilla yöntemleri, bu azılı komünist liderin yöntemlerinin birebir uygulamasıdır.

 

Evrim Teorisi Nasıl Çöktü?

Modern bilim,1859 yılında Charles Darwin’in ilkel denecek kadar yetersiz teknik olanaklar ve yoğun bir hayal gücüyle ortaya attığı teorisini çürütmüştür.

Teorinin ortaya atıldığı günden bugüne kadar geçen 150 yılda yapılan kazılarda 250 bin türe ait yaklaşık 100 milyon fosil çıkarılmıştır. Ne var ki bunlardan bir teki bile Darwin’in iddialarını desteklememiştir. Darwin’in, teorisinin ispatı için mutlaka mevcut olması gerektiğini belirttiği ara canlılara ait fosiller hiçbir zaman bulunamamış, çünkü böyle canlılar gerçekte hiçbir zaman var olmamışlardır. Karıncalardan ağaçlara, yarasalardan köpek balıklarına kadar çok çeşitli türlere ait milyonlarca yıllık fosiller mevcuttur ve bunlar, canlıların evrim geçirmediklerini net olarak ispat eden somut delillerdir.

Darwin’den çok sonra ortaya çıkan moleküler biyoloji, biyokimya, mikrobiyoloji, biyomatematik, moleküler genetik gibi çok sayıda bilim dalı, canlılığın tesadüfen meydana gelemeyeceğini ve canlıların birbirlerinden evrimleşmelerinin söz konusu olmadığını ortaya koymuştur.

Bilim, yaşamın kökeninde astronomik ölçüde bilgi bulunduğunu, DNA’nın adeta harf harf yazılmış ciltler dolusu ansiklopediye benzediğini, hücrenin “moleküler makinalar”dan meydana geldiğini keşfetmiştir. Bunların tesadüflerle ve yavaş yavaş gelişerek meydana gelemeyeceği ispat edilmiştir.

Biyomatematik alanında yapılan hesaplamalar, yaşamın bu kompleks yapısının tesadüflerle meydana gelme ihtimalinin “0” olduğunu kanıtlamıştır. Tek bir proteinin bile tesadüflerle ortaya çıkma ihtimalini 10 üzeri 950’de 1 olarak hesaplayan matematikçiler Darwinizm’e en büyük darbelerden birini vurmuşlardır.

Darwin’in bir evrim mekanizması olarak tanıttığı ‘doğal seleksiyon’ kavramının, evrim iddialarıyla hiçbir ilgisi olmadığı, evrimleştirme gibi bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Uzun yıllar denizden karaya geçiş hikayesi için delil olarak gösterilen Coelecanth isimli canlının günümüzde de yaşamakta olan normal bir balık olduğu görülmüş, kuşların atası olarak tanıtılan Archæopteryx’in bir ara canlı olmayıp, soyu tükenmiş bir kuş olduğu ispat edilmiştir. At Serisi diye tanıtılan fosillerin gerçekte atlarla hiçbir ilgisi olmadığı, farklı dönem ve coğrafyalarda yaşayıp soyu tükenmiş canlılara ait olduğu ispat edilmiş, insanın atası olarak gösterilen bir avuç kafatasının ve kemik parçalarının gerçekte “ya soyu tükenmiş maymunlara ya da normal insanlara” ait olduğu kanıtlanmıştır. Canlıların başka canlılara dönüşmesi için temel mekanizma olarak tanıtılan mutasyonların canlılar üzerindeki net etkisinin “tahrip veya ölüm” olduğu; değil evrimleştirmek, sağlam canlıları bile yok edici bir fonksiyonu olduğu anlaşılmıştır.

Burada sayılanlar gibi daha pek çok bilimsel gerçek sebebiyle evrim teorisi çökmüştür.

 

Darwınizm’in “Yarı Cahil” Taraftarları

Darwinizm, cahil ya da yarı cahil insanları ikna edecek şekilde hazırlanmış bir teoridir. Gerçek anlamda araştırma yapan insanlar, teorinin tutarsızlıklarını, yalanlarını ve açmazlarını hemen fark ederler.

Yarı cahil, cansız maddelerin biraraya gelerek canlılığı oluşturabilecekleri iddiasını son derece inandırıcı bulur. Oysa bu sayısız deneyle yalanlanmış olan bilim dışı bir iddiadır.

Yarı cahil, yüzü insanı andıran maymunsu bir varlığa ait bir illüstrasyon gördüğünde bunu insanın atalarına ait gerçek bir resim sanır. Gördüğünün, sadece bir ressamın hayal gücünü yansıttığını ve amacın kendisi gibi cahilleri aldatmak olduğunu akledemez.

Yarı cahil, bugün yaşamakta olan canlıların milyonlarca yıldır hiçbir değişikliğe uğramadığını ortaya koyan “yaşayan fosiller”in Darwinizm’i yalanlayan somut deliller olduğunu bir türlü kavrayamaz. Günümüzden 400 milyon yıl öncesine kadar uzanan bir zaman diliminde “bugün de yaşamakta olan” binlerce canlıya ait fosiller bulunmuş ve bu fosiller canlıların evrim geçirmediklerini ortaya koymuştur.

Yarı cahil, evrim teorisi ile ilgili ne görse inanmaya şartlanmıştır. Örneğin dinozor yumurtasından kuş çıktığı (!) veya bir dinozorun koşarken birdenbire kanatlandığı (!) gibi hayret verici iddialara bile tereddütsüz inanır.

 

Komünist Ayaklanmaya Çözüm Önerileri

  1. Komünist terör örgütünün, doğudaki gençlerimizin beynini yıkayamaması için yapılması gereken, öncelikle oradaki gençlere çok güçlü bir anti-Darwinist ve anti-Marksist eğitim vermektir. Bu yapıldığında, örgüt, Darwinist-materyalist yalanlarla kimseyi yanına çekemeyecektir.
  2. Gençlerimize, devlete isyanın, terörün, bölücülüğün, akla, mantığa, dinimize ve insanlığa aykırı olduğu anlatılmalıdır. Bunu iyice kavrayan bir gençliğin teröre yönelmesinin, devletin polisine askerine silah sıkmasının imkanı yoktur. .
  3. Darwinist telkinlerle palazlanmış olan ırkçı düşüncelerin tamamen insanlıkdışı olduğu, insanların ırklarına göre sınıflandırılamayacağı halkımıza iyice öğretilmelidir. İnsanın doğanın bir ürünü olmadığ anlatılmalıdır. İnsanların kardeşçe yaşaması, aralarında sevgi, barış ve adalete dayalı bir diyalog kurmaları en doğru olandır.
  4. Sorunların çatışmayla, tez-antitez çarpışmasıyla ve kan dökerek giderileceğine inandırılan insanlara gerçek çözüm önerileri sunulmalıdır. Sağduyulu ve akılcı bir yaklaşımla, dostluk ve kardeşlik havası içinde herşeyin üstesinden gelinebileceğine dair güven aşılanmalıdır.
  5. Olaylara intikam, nefret ve kin gibi duygularla değil, sükunetle ve tutarlı biçimde yaklaşılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, dış güçler kendi menfaatleri uğrunda kardeşi kardeşe düşman etmekte, komşuyu komşuya kırdırtmaktadırlar. Bu oyunlar tüm açıklığıyla halkımıza ifşa edilmelidir. Haysiyetine düşkün Türk insanı, -Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle- kendi üzerine oynanan oyunları öğrendiğinde birbiriyle uğraşmanın ne denli korkunç sonuçlar doğuracağını fark edecek, suni kavgalardan sıyrılarak birlik ruhuna kavuşacaktır.
  6. Doğuda yaşayan vatandaşlarımıza, komünist terör örgütünün iç yüzü anlatılmalıdır. Halkımız, bu örgütün iç yüzünü anladığında bu örgütün yandaşlarını bünyesinden kazıyacaktır.
  7. Halkımız devletine bağlıdır. Devletine güvenmektedir. Devlet şefkatini, kudretini tam manasıyla hissettirdiğinde birçok sorun kolaylıkla ortadan kalkacaktır. Bu yapıldığında komünist bölücü terör örgütünün propaganda gücü yok olacak, tuzakları bozulacaktır. .
  8. Bu vatan uğrunda Kürt de, Laz da, Çerkez de kahramanca savaşmıştur. Ayyıldızlı bayrağımız altında yaşayan ve ben Türk’üm diyen herkes -ırkına, soyuna, inancına bakılmaksızın- Türk’tür. Bu çok iyi anlatılmalı, kimsenin öncelik hakkı olmadığı gerçeği halkımıza aktarılmalıdır. Bu ülke bir ırka, aileye veya zümreye ait değildir. Türk’üm diyen, bu vatana gönül vermiş her vatan evladının tabandan tavana her mevkide görev alma hakkı vardır. .
  9. Bu vatanın her ferdi, güçlü Türk Cumhuriyeti’nin himayesinde olduğunu hissetmelidir. Sosyal haklar, sağlık, güvenlik gibi mutlak gereksinimler en adil ve doyurucu biçimde karşılanmalı, kimseye ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmamalıdır.
  10. Eğitim sadece Doğu için değil, Batı insanı için de bir gereksinimdir. Ülkemizde kendi menfaatlerini ve refah seviyesini korumak adına insanlarımızı hakir gören, adam sendeci bir üsluba sahip, gününü gün etmeye bakan bir kısım insanların varlığı da tartışılmaz bir gerçektir. Özellikle bir kısım basının yayın politikasını yeniden gözden geçirerek milli ideallerin halk tarafından sahiplenilmesine ön ayak olması gerekmektedir. Tüm basının halkımızı iyiliğe, güzelliğe, sevgiye, kardeşliğe, barışa ve güçlü Türkiye için çalışmaya yönlendirici, ümit veren, moral tazeleyen bir üsluba yönelmesi şarttır. Toplumun basın tarafından yanlış yönlendirilmesine karşı, devletimizin uyarıcı ve düzenleyici niteliğiyle müdahaleci olabilmesi ise milli menfaatlerimizin ve devletimizin üniter yapısının korunması açısından bir zorunluluktur.

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1MySyai
PKKninGercekYuzu.com

Darwinizm, Ateizm Marksizm ve Diğer Dinsiz İdeolojiler Vahşet Getirir (Caps)

Ateist ve Komünist bir örgütlenme olan PKK’nın benimsediği komünist ideoloji gibi tüm dinsiz ideolojiler geride bıraktığımız şiddet ve vahşet dolu yüzyılın insanlığa en çok zarar getiren, dünyaya en fazla yayılmış ideolojileri idi.

Güneydoğu’da senelerdir devam eden bölücü faaliyetlerin arkasında Marksist-Leninist-Komünist ideoloji bulunmaktadır. Bölgede etnik bir hareket değil, komünist ve dinsiz bir hareket söz konusudur. PKK ateist bir örgüttür. Din ahlakına ve din ahlakının vesile olacağı tüm güzelliklere karşıdır.

Bölgedeki halkımız dindardır ve devletine sadıktır. Ancak birçok kişi komünist-bölücü örgütün, Allah, Kitap, din ve ahlak düşmanı fikirleri benimsediğinden habersizdir. Dolayısıyla bölücü örgütün gerçek hedeflerinin ve ateist yapısının anlaşılması, örgütün yok oluşuna vesile olacaktır.

Darwinizm, Ateizm Marksizm ve Diğer Dinsiz ideolojiler Vahşet Getirir (Caps)

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1GQXvZk
PKKninGercekYuzu.com

Türkiye Bize Mezar Olmadan PKK’ya Gülzar Olmaz (Caps)

Maraş Muharebesi, I. Dünya Savaşı’nda yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu ile 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi çerçevesinde Anadolu’nun birçok yeri gibi Maraş’ın da işgal altına girmesi ile işgal güçlerine karşı 21 Ocak 1920’de başlayan direniş, 12 Şubat 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır.

Maraş halkı büyük bir fedakârlıkla ve dirayetle Fransız işgalcilere karşı savaşmış ve Fransızların baş edememesi sebebiyle 12 Şubat 1920’de Maraş’ı terk etmişlerdir.

Bu tarihi olayı neden hatırlatıyoruz. Çünkü
Sitemizin facebook sayfasına (http://ift.tt/1JZTKMF) gelen bazı mesajlarda PKK sevicileri bizlere;

  • Vazgeçin…
  • PKK’nın gerçek yüzünü gösterdiğimiz yazılarımız için bırakın bu işleri
  • Teslim olun
  • Yakında mülteci konumunda olacaksınız

Şeklinde mesajlar yolluyorlar. Özellikle HDP’nin % 13 oy almasının ve PYD (PKK)’nın Türkiye’nin güney sınırını kontrol etmesinden sonra iyice azgınlaşan PKK sevicileri ve HDP’liler bizleri kendileri gibi bilip moralimizin bozulacağını zannediyorlar.

Bizler aynı Kurtuluş Savaşı’nda Maraş’ı savunan dedelerimiz ve ninelerimiz gibi vatanı savunma bilincindeyiz. PKK Türkiye ve dünyadan kazınmadıkça bu mücadeleyi bırakmayacağız. PKK ile kurtuluş mücadelesinden tek adım bile geri adım atmayacağız.

Bu nedenle biz 77 milyon Türkiye sevdalısı ilan ediyoruz ki;

TÜRKİYE BİZE MEZAR OLMADAN PKK’YA GÜLZAR OLMAZ!

Türkiye Bize Mezar Olmadan PKK'ya Gülzar Olmaz (Caps)

“Maraş Bize Mezar Olmadan Düşmana Gülzar Olmaz”

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1LIcmEs
PKKninGercekYuzu.com

PKK Asla Silah Bırakmaz (Caps)

PKK’nın Silah Bırakma İddiası Bir Aldatmacadan İbarettir

Zaman zaman gündeme gelen PKK’nın silah bırakması aslında bir aldatmacadan başka birşey değildir. Çünkü varlık nedeni ve hedefi bölgeye ve dünyaya marksist, Leninist, Stalinist metodlar ile komünizmi getirmek olan PKK, bu asla gerçekleşmeeycek olan bu nihai amacına ulaşmak için ne gerekirse yapar ama ASLA silah bırakmaz.

PKK’nın silah bırakacağına inanan bazı aymazlar bakın geçmişte PKK’nın 6 kere silah bırakma beyanına ve o dönemde PKK’nın gerçekleştirdiği eylemleri hatırlayın.

PKK Asla Silah Bırakmaz (Caps)

PKK’nın Silah Bırakma İddiası Bir Aldatmacadan İbarettir (Belgesel)

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1NHC10B
PKKninGercekYuzu.com

PKK Kürt Halkının Temsilcisi Değildir (Caps)

PKK Kürt halkımızın temsilcisi değildir. Tam aksi PKK kendi yayın organı Serxwebun’da PKK’nın üstlendiği üzere gerçekleştirdiği kahpe eylemler ile Kürt bebek, çocuk, kadın yaşlıların katledilmelerine sebep olmuştur.

PKK Kürt haklarını savunma maskesinin ardına saklanan ama gerçekte Marksist, Leninist, Stalinist, Komünist bir terör örgütüdür.

PKK’ya yakınlık duyan bazı sol kesimler özellikle son dönemlerde batı basınında PKK’yı sözde topraklarını savunan kahramanlar ordusu gibi gösteriyor! Oysa PKK ne tüm Kürtlerin temsilcisi ve koruyucusudur, ne de kahramandır. PKK Kürt kardeşlerimizin çocuklarını kaçırıp, onları dağa kaldıran ve sonra onların beyinlerini Darwinist, Materyalist eğitimle yıkayarak eli kanlı bir katile dönüştüren acımasız bir örgüttür.

Eli kanlı, askerlerimizi kahpece arkadan vuran, acımasız katillerden oluşan PKK’yı kimse Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak göstermesin. Ne PKK Kürtlerin temsilcisidir, ne de Öcalan Kürtlerin lideridir. Öcalan yalnızca Türk askerine karşı korkak ve sinsice hareket eden ve daima arkadan vuran katiller ordusunun lideridir. PKK hiçbir zaman Türk ordusu ile karşı karşıya gelme cesaretini gösterememiştir. Bu yüzden Işid ile savaşırken de kadınları ve çocukları bırakıp, etek giyerek kaçmışlardır!

PKK yurt dışında son derece etkin propaganda yaptığından kendisini Kürtlerin temsilcisi olarak göstermektedir. Oysa Kürtler dindar, aile bağları son derece güçlü, geleneklerine bağlı, sevecen ve barışsever bir halktır. PKK ise tüm dinlere karşı, Allahsız, kitapsız, aileye karşı, ahlaki değeri olmayan bir örgüttür.

Dolayısıyla Kürtlerin isteyerek ve gönüllü olarak PKK’yı benimsemesi mümkün değildir. PKK’nın Kürtler üzerindeki hâkimiyeti baskı ve zorla oluşturulmuş bir hâkimiyettir. PKK Kürtlere karşı yaptığı terör eylemleriyle de ünlüdür. Sonuç olarak PKK’yı Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak göstermek yalnızca boşa oynanan oyundan ibarettir. Dehşet saçarak ilerlemeye çalışan PKK hiçbir zaman Türk topraklarında Komünist bir Kürdistan kuramayacaktır.

PKK Kürt Halkının Temsilcisi Değildir (Caps)

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1NffkCI
PKKninGercekYuzu.com

30 Ekim 2015 Cuma

HDP’li Vekil Dokunulmazlığını Kullanarak PKK’ya Silah Kuryeliği Yaparken Yakalandı (Caps)

HDP milletvekili Faysal Sarıyıldız, PKK’ya verilmek üzere Suriye’den getirilen ağır silahları teslim alacak kuryeyi, olay yerine götürdü. HDP’li vekil dokunulmazlığı olduğu için gözaltına alınamadı.

Terör örgütü PKK’ya giden silahları almak için Şanlıurfa Ceylanpınar’a gelen kuryeyi Sarıyıldız’ın ilçeye özel aracıyla getirdiği ortaya çıktı. Sarıyıldız’ın aracından inerek silahları almak için giden kurye polis tarafından yakalandı. Silahları teslim etmek üzere getiren diğer şüpheli de polis tarafından silahlarla birlikte gözaltına alındı. Zanlıların gösterdiği aracın yanına gelen polis Faysal Sarıyıldız ile karşılaştı. Milletvekili olduğunu söyleyen Sarıyıldız dokunulmazlığı nedeniyle gözaltına alınamadı. Ancak diğer zanlıların ifadeleri doğrultusunda hakkında fezleke yazıldı. Polis, 3 roketatar, 4 adet m-16 otomatik tüfek, 25 el bombası ve 2 bin mermiye el koydu.

HDP'li Vekil Dokunulmazlığını Kullanarak PKK'ya Silah Kuryeliği Yaparken Yakalandı (Caps)

HDP’li Vekil Dokunulmazlığını Kullanarak PKK’ya Silah Kuryeliği Yaparken Yakalandı

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1OeAH8A
PKKninGercekYuzu.com

Doğuda Demokratik Özerklik Değil Bağımsız Komünist Kürdistan Kurulmak İsteniyor (Caps)

PKK, kendisini Kürtlüçük maskesi ardına saklayan ama gerçekte bölgeye komünizmi yerleştirmek isteyen, Marksist, Leninist, Stalinist, Komünist bir terör örgütüdür. Kürt halkının menfaatleriyle ilgili hiçbir ilgisi yoktur. ABD ve Avrupa derin devletlerinin 10 yıldır Ortadoğu’da “Bağımsız Kürdistan” kurma hayali var. Güneydoğu’yu ülkemizden koparmak istiyorlar. Derin yapılar PKK’yı Türkiye’yi bölmek için kullanıyor.

Doğuda Demokratik Özerklik Değil Bağımsız Komünist Kürdistan Kurulmak İsteniyor (Caps)

Bölgede Demokratik Özerklik Değil Bağımsız Komünist Kürdistan Kurulmak İsteniyor (Belgesel)

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1Mn79PM
PKKninGercekYuzu.com

PKK İddia Edildiği Gibi Dindar Değil Dini ve Manevi Değerlere Karşı Savaş Veren Komünist Bir Örgüttür (Caps)

Bölücü terör örgütü, çeşitli taktiklerle bu gerçeği özellikle bölge vatandaşlarımızdan gizlemeye çalışsa da, her eylemi, her sloganı ve her bildirisiyle komünist ve ateisttir. Örgütün hemen hemen her gün şehit ettiği asker ve emniyet güçlerimizle, mazlum vatandaşımızla, attığı kanlı ve zalim adımları arttırdığı da görülmektedir. PKK terör örgütünün bazı Kürt kökenli vatandaşlarımızı da aldatıp arkasına alarak Güneydoğu’da çeşitli habis faaliyetlerde bulunmasının sebebi gerçekte etnik temele dayanmamaktadır. Sorun etnik değil, ideolojiktir. Ülkemizin doğusunda yaşanan bölünmenin tek bir nedeni vardır, o da komünizmdir. Burada bir etnik hareket değil, komünist ve dinsiz bir hareket söz konusudur. Kürt milliyetçiliği görüntüsü tamamen bölge halkının gözünü boyamaya yöneliktir. Örgütün dinsiz ve komünist yapısı bölücü örgütün elebaşının bazı izahlarında açıkça görülmektedir:

“Lenin 1900’de ne ise ben de 21. yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum, reel sosyalizmle savaşarak, emperyalizmle savaşarak yeni sosyalizmi inşaa ediyorum.” (Özgür Yaşamla Diyaloglar, s.201)

PKK, Marksizm-Leninizm geleneğine uygun bir gelişme yaşamıştır. Bundan sonrası açık ki etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan bu miras üzerine şekillenecektir.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, s.78)

Bizim ortamımızda sosyalizmin ve komünizmin ölçüleri egemendir. Sosyalizmde herkese emeği kadar verilir. Bu, parti (PKK) içinde de geçerlidir. Bu, komünist toplumun kuruluşuna kadar da geçerli olacaktır.” (Tasfiyeciliğin Tasfiyesi, s.153)

İşte proletaryanın kahramanları Marks ve Engels. İşte onun teorik, siyasal dahisi Lenin ve yine onun pratik ustaları Stalin, Ho Chi Minh ve Mao. Ve bunların önderliğinde yürüyen birçok ulusal ve enternasyonalist kahraman. İnsanlığın özgürlük bilincini ayaklandıran, örgütlendiren ve halk ordusu denilen orduları ortaya çıkaran bu büyük kahramanların insanlık tarihindeki yeri gerçekten büyüktür.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.87)

PKK İddia Edildiği Gibi Dindar Değil Dini ve Manevi Değerlere Karşı Savaş Veren Komünist Bir Örgüttür (Caps)

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1M6oUXy
PKKninGercekYuzu.com

HDP’li (PKK) Milletvekilinden Kalaşnikofla Tehdit (Caps)

HDP’li yeni vekil Burcu Çelik Özkan’dan kan donduran sözler!

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim kutlamalarında konuşan yeni milletvekili Burcu Çelik Özkan, köy korucularını sert bir dille eleştirerek, “Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz” dedi.

Muş’un Kobani Meydanı diye adlandırılan belediye meydanında HDP bir kutlama programı düzenlendi. Programa HDP’den milletvekili seçilen Burcu Çelik Özkan ve Ahmet Yıldırım ile 3. sıra adayı Mensur Işık katıldı.

Sonrasında bir konuşma yapan Burcu Çelik Özkan, köy korucularını sert bir şekilde eleştirerek, “Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz” dedi.

HDP'li (PKK) Milletvekilinden Kalaşnikofla Tehdit (Caps)

 

Takke Düştü Kel Göründü

Halbuki HDP ve Selahattin Demirtaş kendilerinin halkı kucaklayan ne kadar demokratik bir parti olduğunu vurgusu yapmış CHP ve bazı “çevrelerden” oy alabilmek için seçim öncesi kampanyasını sözde Türkiye’yi kucaklayıcı bir makyaj ile yapmıştı.

Hatta seçim gecesi sonuçları açıklandığı saatlerde Selahattin Demirtaş yaptığı konuşmada Türkiye aleyhinde hiçbir organizasyon içinde bulunmayacaklarını bildirmişti.

Ayrıca HDP’nin artık Türkiye partisi olduğu vurgusu yaparak HDP’nin PKK ile yakın ilişkisini bilen Türkiye seçmenini teskin etmeye çalışmıştı.

Şimdi soruyoruz. Daha milletvekili yemini etmeden tehditlere savuran HDP (PKK) milletvekili Burcu Çelik Özkan mı gerçek yüzünü göstermektedir yoksa seçim öncesi büründüğü geçici demokratik makyajla boy gösteren Selahattin Demirtaş mı?

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1RiChnS
PKKninGercekYuzu.com

Paralel Gösterdi, PKK İnfaz Etti İddiası

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile terör örgütü PKK’nın kirli işbirliği ortaya çıktı. 2014’te Kuzey Irak İmamı Talip Büyük ile cemaatin yöneticileri Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul, Metina’da Murat Karayılan ve Fehman Hüseyin ile buluştu… Kirli pazarlıkta Emniyet ve MİT’in PKK içindeki haber kaynaklarının isim listesi PKK yöneticilerine verildi. Bu isimler infaz edildi.

Cemal Bulut, Doğan Ertuğrul, Talip Büyük

Terör örgütü PKK ile Paralel Devlet Yapılanması’nın (PDY) yöneticilerinin Ocak ve Ekim 2014’te Kuzey Irak’ta gizlice görüştüğü ve Türkiye’ye karşı birlikte hareket etme konusunda anlaştığı ortaya çıktı. Takvim’in yer, tarih ve isimler başta olmak üzere net bilgilerle kamuoyuna duyurduğu bu gizli anlaşma; PKK-Paralel ittifakını bilgi ve belgeleriyle ortaya koydu.

 

10 Ayda 3 Kez Görüştüler

Edinilen bilgilere göre PKK ve KCK’nın üst düzey yöneticileri Murat Karayılan ile Fehman Hüseyin, PDY’nin Kuzey Irak İmamı Talip Büyük ve cemaatin eğitim ve medya sektöründeki yöneticileri olan Cemal Bulut ile Doğan Ertuğrul’la görüştü. Görüşmeler; 10-12 Ocak, 28 Ekim ve 31 Ekim 2014’te Irak Metina’da gerçekleşti. Anlaşma öncesindeki ön görüşmeleri Erbil Işık Üniversitesi’nin Rektör Yardımcısı Mehmet Özdemir ile Genel Sekreteri Taşan Deniz organize etti. Talip Büyük, Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul’un PKK yöneticileriyle görüşme yaptıkları tarihlerde Irak Kürdistanı bölgesinde oldukları gümrük çıkış kayıtlarıyla teyit edildi.

 

Kozmik Belgeler de Verildi

Devletin istihbarat birimlerinin tespit ettiği PDY-PKK görüşmelerinde Paralel Yapı yöneticileri, Emniyet ve MİT’in PKK içindeki haber kaynaklarının isim listesini terör örgütü yöneticilerine verdi. Paralel Yapı, bununla da yetinmedi ve bahse konu muhbirlerin devlete çalıştığına PKK yöneticilerini inandırmak için kanıtlar da sundu. Bu kapsamda haber kaynaklarıyla yapılan görüşmelere ilişkin fotoğraf ve belgeler, telefon görüşmelerinin ses kayıtları, F-3 ve F-4 raporları olarak bilinen haber raporları PKK’ya teslim edildi. Sızdırılan bu bilgiler doğrultusunda devletin PKK-KCK içindeki muhbirleri örgüt yönetiminin talimatıyla infaz edildi. İhanet bununla da sınırla kalmadı. Basın yoluyla PYD ve YPG’ye destek verileceği de belirtildi. Ayrıca devlette etkin olduğu dönemde pek çok kozmik bilgi ve belgeye ulaşan Paralel Yapı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT ve Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına ait, PKK’ya yönelik stratejiler içeren belgeleri de terör örgütüne servis etti. PKK’nın özel şifreli haberleşme metotlarının, muhabere yöntemlerinin devletin istihbarat ve güvenlik birimlerince nasıl deşifre edildiğine ilişkin belgeler de örgüte sunuldu.

 

Para Yardımı Yaptılar

Paralel Devlet Yapılanması’nın, PKK ve PYD’nin simgeleştirdiği Kobani savaşından sonra şehrin yeniden inşası için örgüte para yardımında bulunduğu da ortaya çıktı. Gülen Örgütü’nün PKK’ya 25 milyon dolar para yardımında bulunduğu tespit edildi. Söz konusu yardım, Diyarbakır’ın Kayapınar İlçesi’ndeki Ciğerhun Kültür Merkezi’nde 2-3 Mayıs 2015’teki Kobani Konferansı’nda örgüt sorumlularına teslim edildi.

 

Diplomatları Dinlediler

ABD’ye Fethullah Gülen’in iadesi konusunda girişimler başlatılırken, Selam-Tevhid Kumpası davasını açan İrfan Fidan, soruşturma dosyasında yabancı diplomatlara yönelik yasa dışı dinleme ve fiziki takip tutanaklarını buldu. Bu gelişme üzerine Fidan, FETÖ’ye ilişkin uluslararası casusluk soruşturması dosyası açtı. Dinlenen diplomatlar arasında İran ve Yunan elçilik görevlilerinin de olduğu öğrenildi.

 

Gülen Örgütü’nün PKK’ya Teslim Ettiği Belgeler Arasında Devletin PKK’ya Yönelik Stratejik Raporları Bulunuyor

Gülen Örgütü'nün PKK'ya Teslim Ettiği Belgelerden 1 Gülen Örgütü'nün PKK'ya Teslim Ettiği Belgelerden 2 Gülen Örgütü'nün PKK'ya Teslim Ettiği Belgelerden 3

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/20fQfwK
PKKninGercekYuzu.com

Selahattin Demirtaş Açıkladı PKK’lılar Bizim Canımız (Caps)

7 Haziran 2015 seçim öncesi kendine siyasi bir parti görüntüsü verme çabasıiçine girerek CHP ve ulusalcı seçmenden oy kapmaya çalışan HDP ve Selahattin Demirtaş ne yaparsa yapsın sürekli açık veriyor. artisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından düzenlenen dayanışma yemeğine katılan Demirtaş, PKK militanları için şunları söylemişti:

“PKK’lılar da … kardeşlerimiz, canımızdır.”

KK’yı kardeşi olarak gören Selahattin Demirtaş aslında yalan söylemiyor. Çünkü Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Nurettin Demirtaş’ın dağda, Kandil’de PKK yanında olduğu Osman Öcalan tarafından itiraf edilmişti.

Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.

PKK’nın siyasi sözcüsü rölündeki HDP’nin, PKK’lı militanlar için “onlar bizim kardeşimiz” demesi çok da şaşırtıcı değil.

Selahattin Demirtaş Açıkladı PKK'lılar Bizim Canımız (Caps)

Selahattin Demirtaş Açıkladı: PKK Bizim Canımızdır!

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1P1iH1L
PKKninGercekYuzu.com

29 Ekim 2015 Perşembe

Türkiye’nin Üniter Yapısı Asla Bölünemez, Biz Tek Bir Milletiz Birlğimiz Beraberlğimiz Esastır (Caps)

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üniter bir devlettir; yani kendi bünyesinde farklı kanunların geçerli olduğu farklı yönetim bölgeleri yoktur. “Federatif” yapılar yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkisi tüm Türkiye topraklarını kapsar ve her Türk vatandaşı bu topraklar üzerinde eşit muamele görür. Söz konusu üniter devlet yapısı, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün ve iç huzurunun en büyük teminatıdır.
Vatanın bütünlüğü; devletin fiziki yapısını meydana getiren ulusun birliğini, bütünlüğünü ve bölünmezliğini ifade eder. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün tanımladığı ve bu nedenle de “Atatürk milliyetçiliği” olarak anılan bu milliyetçilik anlayışının en önemli özelliği, kültür temeline dayanmasıdır. Etnik kökeni, dini, dili her ne olursa olsun, kendisini “Türk” olarak tanımlayan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıdır. Türk kültürünü paylaşan, kendisini Türk Milleti’nin bir ferdi addeden herkes, kökeni ne olursa olsun, Türk’tür ve Türkiye vatandaşıdır.
Atatürk’ün temel düşüncesini hedef alan Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman vatanı milletten ayrı düşünmemiştir. Bu nedenle milletin üzerinde yaşadığı vatan, bir bütündür, kutsaldır. Atatürk vatanın bağımsızlığı ve bölünmezliği ilkesini, Amasya Genelgesi’nde “Ya istiklal ya ölüm”, Erzurum Kongresi’nde, “milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür” şeklinde ifade etmiştir. Bu görüş Sivas Kongresi’nde de aynen kabul edilerek, Misak-ı Milli ile milletçe uygulanan bir politika halini almıştır. Misak-ı Milli ve Kuva-yi Milliye ruhu ile Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, hem siyasi yapılanma hem de insan unsuru bakımından (üniter) devlet temel niteliğiyle oluşturulmuştur.

Türkiye’nin Etnik Yapısındaki Çeşitlilik Türkiye’nin Güzelliği ve Zenginliğidir. Etnik Çeşitlilik Asla Üniter Devlet Yapısının Bozulmasını Gerektirmez

Türkiye ve Türk Milleti, tarih boyunca hem bölgesel ve evrensel tehditlere hem de iç ve dış düşmanların tehdidine maruz kalmış bir ülkedir. Uluslararası siyaset alanında sahip olduğu jeo-politik durumu ve üstlendiği önemli rol nedeniyle, şiddetli düşmanlıklara, zalim ve hain tertiplere, çeşitli saldırılara hedef olmuştur. Ama milletimiz saldırılara karşı koymayı daima başarmıştır. Bu tür tehditler günümüzde de devam etmekte, art niyetli kişiler vatanımızın bölünmez bütünlüğünü hedef alarak milli birlik ve beraberliği bozmayı hedeflemektedirler.

Günümüzde iç ve dış düşmanların Türkiye’yi zayıflatmak, milli birlik ve beraberliği bozmak amacıyla başvurdukları yöntem ülkemizin etnik yapısındaki çeşitliliği kullanmaktır. Çünkü bilindiği gibi Anadolu toprakları tarih boyunca pek çok milletin bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı bir bölge olmuştur. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun bu konudaki hassasiyeti ve adaletli yönetim sistemi sayesinde pek çok farklı etnik grup barış içinde bu topraklarda yaşamış hatta aynı saflarda savaşmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti, farklı etnik grupların birarada yaşadıkları Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı olarak kurulmuştur. Osmanlı’nın asli unsuru her zaman için Türkler olmuştur, hatta bu nedenle Avrupalılar “Osmanlı” demektense “Türk” demeyi tercih etmişlerdir. Ancak bu İmparatorluk içinde, Arap, Boşnak, Arnavut, Çerkez, Kürt, Rum, Ermeni, Yahudi gibi farklı etnik gruplar da yaşamıştır. İmparatorluğun son dönemlerinde önce gayri-müslim azınlıklar, sonra da Araplar Osmanlı’dan ayrılarak kendi yollarını çizmişlerdir. Türkiyemiz, Misak-ı Milli sınırları içinde kalan ve başta Türkler olmak üzere diğer bazı Müslüman etnik gruplardan oluşan bir ülke olarak kurulmuştur. Atatürk, yeni bölünme ve parçalanmalara imkan tanımamak için, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin Türk Milleti’nin bir parçası olduğunu, hiç kimsenin azınlık ya da “ikinci sınıf vatandaş” sayılamayacağını yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkesi olarak ilan etmiştir.

Bazı Çevreler İç Huzursuzluk Çıkarmak İçin Suni Gündemler Oluşturmaktadırlar
Son yıllarda ülkemiz gündeminde etnik konuların hararetli bir şekilde tartışılmaya başlanması, Türk Milleti’nin tarihten gelen ırk, din ve dil ayrımına kesinlikle dayanmayan birlik ve beraberlik anlayışına zarar vermektedir. Zaten gündeme getirilen bu konu tamamen suni bir konudur. Çünkü Türkiye’de etnik bir sorun yoktur. Din, dil, ırk ayrımı tarihte olduğu gibi bugün de söz konusu değildir. Osmanlı İmparatorluğu’nda yüzyıllardır, Türkiye Cumhuriyeti’nde ise 88 yıldır Kürdü, Lazı, Çerkezi, Musevisi, Arnavudu huzur içinde yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir. Bu milletlerden olan insanların hiçbiri bir devlet kurma ya da ülkemizi bölme amacında olmamışlardır.
Atatürk’ün ünlü “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözüyle özetlediği milliyetçilik tanımı, bu planları bozan son derece akılcı ve isabetli bir tanımdır. Türkiye’nin üniter devlet yapısı, işte bu milli temel üzerine kuruludur. Türkiye sınırları içinde, ana dili Türkçe olmayan, farklı bir etnik kökenden gelen gruplar bulunabilir, ancak bu vatandaşlarımız da Türk Milleti’nin birer parçasıdırlar. Türkiye’nin her yerinde ve herkes için geçerli olan kanunlar onlar için de geçerlidir. Türkiye’nin her yerinde ve herkes için geçerli olan temel hak ve özgürlüklere onlar da aynı şekilde sahiptir.
Türkiye’nin bölünmesi veya federatif devlet kurulması yönünde gafil açıklamalar yapan kişilere en güzel cevap, Türk Devletinin önderi Atatürk’ün birleştirici ve ırkçılıktan uzak olan şu ifadeleri olacaktır:
“… Bugünkü Türk Milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat (despot) devirleri mahsulü (ürünü) olan bu yanlış adlandırmalar, birkaç düşman aleti, gerici beyinsizden başka hiçbir millet ferdi üzerinde kederlenmekten başka bir tesir (etki) doğurmamıştır. Çünkü bu millet fertleri de, tüm Türk toplumu gibi aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlaka, hukuka sahip bulunuyorlar.”

Hem Türkiye’nin Hem de Bölge İnsanlarının Huzur ve Mutluluğu Türkiye’nin Üniter Yapısının Korunması ile Mümkündür
Yakın geçmişte Türkiye’nin üniter yapısını değiştirmeyi ve federatif bir devlet modeli kurmayı önerenler olmuştur. Ancak federasyon kavramı Türkiye için hem son derece gereksiz hem de son derece tehlikeli bir kavramdır. Federasyon, birbirinden farklı milletlerin aynı devlet içinde yaşadığı durumlarda söz konusudur. Oysa Türkiye’de tek bir millet vardır. Eğer etnik köken bir ayrılık nedeni sayılır ve federasyona gerekçe olarak kabul edilirse, o zaman nerede biteceği belli olmayan bir bölünme süreci başlar. Bu sürecin büyük huzursuzluklar, göçler ve toplumsal gerilimlere sebep olacağı ise açıktır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına sahip çıkmak, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin menfaatinedir ve bu yüzden de milli bir görevdir. Üniter yapıyı hedef alan cereyanlar, bilerek ya da bilmeyerek, Türkiye’yi zayıflatmak isteyen dış güçlere hizmet etmiş olurlar.
Büyük Önderimizin bize öğrettiği ve bıraktığı vasiyet milli ve manevi değerlere bağlı, vatanını, bayrağını, milletini seven, milli ahlak inancına sahip olan, mukaddesatını korumak için her türlü fedakarlığı yapabilecek insanlar olmaktır.
Biz ve bizden sonra gelecek nesiller, dindar, milliyetçi duygular taşıyan, vatanı ve bayrağı uğruna hayatını ortaya koyan, yaşamı boyunca milletinin mutluluğu için çalışan, aile kurumunun kutsiyetini savunan insanlar olacaktır. Dolayısıyla milliyetçi ve vatansever halkımızın, Türkiye’nin üniter devlet yapısını bozmaya çalışan kişi, sistem ve ideolojilere karşı fikri mücadele içinde olmaları, sinsi odakların kirli oyunlarına gelmemek için dikkat göstermeleri şarttır.

Türkiye’nin Üniter Yapısını Bozmak İsteyenler Temeli Komünizm ve Darwinizme Dayanan Terör Örgütünün Destekçileridir
Terör örgütü PKK’nın bazı Kürt vatandaşlarımızı da aldatıp arkasına alarak Güneydoğu’da çeşitli habis faaliyetlerde bulunmasının sebebi gerçekte etnik temele dayanmamaktadır. Çünkü sorun etnik değil, ideolojiktir. Güneydoğu’da yaşanan bölünmenin tek bir nedeni vardır, o da komünizmdir. PKK’nın ideolojisi komünizm ve sosyalizm üzerine kurulmuştur. PKK’nın ayrı bir toprak parçası talep edip bu yönde faaliyetlerde bulunmasının da temelinde komünizmi yaşatma isteği bulunmaktadır. Çünkü bu ideoloji demokrasinin yaşandığı bir ülkede hayata geçirilemez. Komünizm, zor ve baskıya dayalı rejimini uygulamak için bağımsız ve izole bir toprak parçası üzerinde, tamamen kendi hâkimiyetini kurmaya ihtiyaç duyar.
Nitekim komünizmin girdiği ve bir rejim olarak uygulandığı tüm ülkelerde bölünme kaçınılmaz olmuştur. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bu bölünmede hiçbir zaman etnik unsurlar rol oynamamış, sadece komünist ideoloji ön plana çıkmıştır. Bilindiği gibi Kore, Almanya ve Çin de komünist ideolojinin bir sonucu olarak bölünmüşlerdir. Bu ülkelerde farklı etnik kökenlerin varlığı gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak Kore, Güney ve Kuzey Kore, Almanya, Doğu ve Batı Almanya ve Çin de Milliyetçi ve Komünist Çin olarak gerek toplumsal anlamda gerekse de toprak olarak bölünmüşlerdir. Komünistler her devirde kendi ideolojilerini yaşatabilmek için bölücülük yaparak karışıklık çıkarmaktan geri kalmamış, ayrı bir toprak, ayrı bir ülke elde etmek amacıyla silahlı mücadeleye girmişlerdir.
Türkiye’nin üniter yapısının bozulmasını önlemek için yapılacak tek şey komünizmin temeli olan Darwinizmin fikri olarak çürütülmesidir. Güneydoğu bölgesinde yapılan Darwinist propagandalar, hastalıklı bünyeye yeni kanserli hücrelerin katılması gibi, yeni militanlar ve destekçiler kazandırmaktadır. Bu propagandada, insanın hayvandan türemiş bir canlı olduğu yalanı anlatılır. Böyle bir aldatmacayla eğitilen bir kimse ise, insanları aynı doğadaki canlılar gibi sorumsuz ve başıboş görür. Bu yanlış bakış açısıyla hayatın kökenini değerlendiren biri kendisini; tesadüfen dünyaya gelmiş ve yaşaması için savaşması gereken biri olarak görür. İnsanlar arasında tıpkı hayvanlarda olduğu gibi amansız bir yaşam mücadelesi olması gerektiği safsatası ile hareket edildiğinde ise çatışma ve masum insanları öldürmek son derece doğal karşılanır.
Bu nedenlerden ötürü Güneydoğu’daki olayları etnik açıdan değerlendirmek doğru değildir. Ortada bir sorun vardır; bu, komünist ideolojiye dayalı bir sistem kurmak için Türkiye’den, gerek silahlı mücadele ile gerekse de politik yollar aracılığıyla toprak kazanabilme hayalidir. Ancak bu şeytani plan, Mehdiyetin Türkiye’de doğup dünyayı kaplayacak manevi aydınlığı vesilesiyle asla gerçekleşmeyecektir. Hz Mehdi (a.s.)’ın zuhur edeceği yer olan Türkiye Yüce Allah’ın hıfz-ı emanındadır inşaAllah.
Türkiye'nin Üniter Yapısı Asla Bölünemez Biz Tek Bir Milletiz Birliğimiz Beraberliğimiz Esastir (Caps)

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1P8k5hB
PKKninGercekYuzu.com

Başkanlık Sistemi Türkiye İçin Tehlikelidir (Caps)

Türkiye zenginleşmek ve süper güç olmak için, Türk ve İslam ülkeleriyle birlik olmak zorundadır.

Ülkelerin gelişip zenginleşmesine yol açan birçok sebep mevcuttur. Günümüzde süper güç veya büyük ekonomi olarak adlandırılan ülkelere baktığımızda ise bu zenginliklerin nedeninin altı maddede toplandığını görürüz. Bunlar, “Doğal kaynaklar, sömürgecilik, faize dayalı finans sistemi, teknoloji hamlesi, savaş sanayii ve jeostratejik konum”dur.

Bu maddeler gözönüne alındığında, zenginleşmenin asıl nedenlerinin yönetim sistemleri olmadığı çok daha net anlaşılacaktır. En sağlıklı yönetim şeklini seçmek her şeyden önce insan hak ve özgürlükleri açısından çok önemlidir.

Demokratik rejimlerin en hayati faydaları da insan hakları, toplumun refahının sağlanması ve kazanılan zenginliğin insani amaçlarla, halkın yararına adaletli bir şekilde kullanılması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun en sağlıklı elde ediliş biçiminin de çoğulcu demokrasi vasıtası ile olacağı aşikardır.

Türkiye ise zenginleşmek ve süper güç olmak için, Türk ve İslam ülkeleriyle birlik olmak zorundadır. AB modelli bir İslam Ülkeleri Birliği’nde muazzam bir kaynak genişliği sağlanacaktır. Yine yapılması gereken diğer hususlar kaliteye, teknolojiye, bilime ağırlık vermek, manevi kalkınmanın üzerinde durmaktır. En ileri demokrasi seviyesinin de hedef alınmasıyla birlikte Türkiye Allah’ın izniyle 2023 ve 2071 hedeflerine beklenilenin çok daha üzerinde bir başarıyla ulaşacaktır.

Bir başka önemli husus ise, seçilen yönetim şeklinin ülkeyi bir bütün halinde tutabilecek sistem olmasıdır. Bir ülke federatif devletlerin birleşmesiyle oluştuysa başkanlık sistemi bir mecburiyet olabilir. Ancak üniter bir ülkenin sonradan federasyonlara bölünmesi, o ülkeyi hem fiziki, hem ruhen ve hem de ekonomik olarak parçalayacaktır.

Başkanlık Sistemi Türkiye İçin Tehlikelidir (Caps)

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1RgeMf7
PKKninGercekYuzu.com

Şehitlerimizin Dgil de PKK’lı Leşlerin Önünde Saygıyla Eğilen HDP’ye Oy Vermek Vicdan Sahiplerine Yakışmaz (Caps)

HDP Şanlıurfa milletvekili İbrahim Ayhan, öldürülen teröristler için twetter’da “Anınız önünde saygıyla eğiliyoruz” yazdı.

Tunceli’de devam eden operasyonlarda PKK’nın sözde Dersim Eyalet Komutanı ve örgütün silahlı kanadı olan HPG’nin komuta konseyi üyesi de olan ‘Baran Dersim’ kod adlı İsmail Aydemir ile birlikte, ‘Erdal’ kod adlı Abdurrahman Akçin, ‘Cilo’ kod adlı Resul Balıkçı ve ‘Botan’ kod adlı Sedat Arslan olmak üzere 4 PKK’lı öldürülmüştü.

 

HDP’li Vekilden Övgü Dolu Sözler

HDP Şanlıurfa milletvekili İbrahim Ayhan, ölen iki teröristin fotoğrafını twitter adresinden paylaşarak, “Önünüzde saygıyla eğiliyoruz” yazdı.

Şehitlerimizin Değil de PKK'lı Leşlerin Önünde Saygıyla Eğilen HDP'ye Oy Vermek Vicdan Sahiplerine Yakışmaz (Caps)

HDP’li Vekil Ölen Teröristler İçin “Önünde Saygıyla Eğiliyoruz” Yazdı

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1GMllFu
PKKninGercekYuzu.com

28 Ekim 2015 Çarşamba

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Tüm Türkiye’ye Kutlu Olsun

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1ReQJx6
PKKninGercekYuzu.com

Who is US Ally in Middle East?

USA PYD

Last month, a serious allegation brought up by Syrian activists and human rights organizations shook the world. Coalition jet fighters had caused the death of 52 civilians in the provincial village of Bir Mahli in the US led airstrikes hitting Kobane. The US military gave directions for an inquiry into this claim. This calamitous incident brought discussions in regard to the credibility of the land forces that had provided the coalition jet fighters with the coordinates. There were other claims that the coordinates were transmitted by the PYD. When this information was associated with complaints of the civilian public maintaining that “the PYD is threatening us with reporting our location to the US jet fighters and having us bombarded” this brought a very important fact to light: Putting a terror organization to use for fighting against radicalism does not serve any purpose other than inciting more violence and reinforcing the existing deadlock.

America has been using the PKK / PYD units in Syria as a kind of a land force in their fight against ISIS for a long time. In Iraq, the Shia militia that Iran backs has largely assumed this duty. Both groups have a lengthy record of oppression and violence against the civilian public.

Particularly the PKK: Even though certain circles try to put in an appearance that the PYD and PKK are independent entities, they are exactly the same group with identical ideologies, leadership and militants. The entirety of this structure under different names such as the PKK, PYD, YPG, YPJ or HPG is a terror organization and this body has brought on the murder of multitudes of times more people in the last 30 years when compared with ISIS.

The ideology and implementations of the PYD, which is presented as a kind of new ally by certain circles in the US and is frequently presented as so-called heroic fighters in the Western media, is by and large set aside. However, those portrayed as supposedly valiant Kurdish fighters are actually terrorists inculcated at the PKK’s Qandil base, who regard Ocalan as their leader and have taken part in scores of terrorist actions.

The PYD’s ideology is Marxism – Leninism. And the canton administration it undertakes to institute in North Syria is the familiar communist communal model revised according to today’s circumstances with a name change to prevent any negative reaction from the local community. Today, one of the most maltreated fractions by the PYD, the supposed representative of the Kurds and their military force, is by all means the Kurds themselves. Following the arrest of Ocalan, it was the remaining PKK members in the region who founded the PYD with support from Al-Mukhabarat and it has always enjoyed good relations with the socialist Baath regime. Receiving the patronage of Assad, this is how they have oppressed all the opposing Kurds one by one and had them neutralized.

The PYD has exploited the vacuum of authority since the commencement of the civil war in Syria in its favor, and by means of its so-called courts set up in Afrin and Hasakah, it has interrogated the opposition, put them under arrest and even surrendered some into the hands of the Assad regime. They have also intimidated the ordinary people by means of heavy racketeering under the guise of taxation. The finances collected through this exaction that is kept going is dispatched to the PKK’s base in Qandil and put to use in various terror acts.

One of the most gruesome examples of the PYD mindset was put into effect in Amuda. The PYD / PKK opened fire on the public who were holding a civil protest against the Assad regime and about 10 ordinary citizens were killed. The injured were not allowed go to hospital, and snipers targeted the people who did not follow the curfew enforced the day after. This is a bitter incident demonstrating how the socialist Baath regime’s mindset which saw the execution of 35 civilians by firing squad in the Tell Brak massacre is one-to-one same with the Marxist – Leninist PYD’s disposition.

Another abuse of the PYD that is diametrically opposed to the beliefs, way of living and worldview of the local community is forcing 18 to 30 year- old Kurds into military service. Let us recall here that what is called the PYD army is the continuation of the sinister guerilla structure of the PKK. Kurds who do not want to fight on the side of a communist organization like the PYD find a way out by taking shelter in Turkey or North Iraq, and for that reason evacuate their homes. Currently, there are about 300,000 Kurds in Turkey who have fled from the PYD / PKK persecution.

The ill treatment by the PYD of the Kurds who are their own community in addition to the Arabs, Turkmens and other peoples in the region was markedly revealed during the Tal Abyad operation. Tens and thousands of people took flight into Turkey, and testified to an ethnic cleansing initiated by the PYD in the region. Putting homes and farms to the torch, intimidating children and women by arms, incarcerating those who did not want to abandon their homes, and disallowing the Arabs and Turkmens who took shelter in Turkey to go back to their homes – and a multitude of other instances – all demonstrate that the PYD is mounting up to be a proliferating problem for the region.

In the face of all this concrete evidence, the American administration should reassess its Middle East strategy from scratch and get the full measure of hosting the Taliban in the White House during Reagan’s term of presidency, and see that radicalism may never be eradicated with bombs or arms, and in particular not by drawing on communist terror organizations that advocate the most ruthless brute force.

The PKK Is a Marxist-Leninist And Stalinist Communist Organisation

The PKK Is a Marxist-Leninist And Stalinist Communist Organisation

Intermediating in the destruction of the social and cultural fabric of the region in favor of a terrorist group like the PKK will lead to an irrevocable destruction that could persist for decades. Alleviating the unjust suffering of the Kurdish community, which has encountered nothing but miserable agony for about 50 years, is not to be found in backing the PKK / PYD, a strategy which will only afflict them with more severe torment.


 

You can find further informations about PKK in these documentaries:

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1P5Kyw6
PKKninGercekYuzu.com

Kürt Gençlerinden Demirtaş’a Klipli Tepki

‘Aferin Selho Sana’ nakaratı ile hazırlanan klipte, Kürt gençler Ankara’yı hedef alan kanlı saldırıdan 7 Haziran seçimlerindeki tutumuna kadar birçok konuya, besteledikleri şarkıya çektikleri kliple tepki gösterdi.

Ağlattın Ana Bacı

Bölge halkının şivesi ile seslendirilen videoda, Demirtaş’ın sözde barış çağrısına, ‘Halkı aldın yanına sözün barıştan yana, hasret kaldık huzura’ sözleriyle tepki gösteren Kürt gençler, ‘ağlattın ana-bacı’ ifadelerine de yer verdiler. Demirtaş’ın Kandil’deki abisi Nurettin Demirtaş da atıfta bulunan gençlerin tepkisi klibe, ‘Abin dağda sen bağda, şehre indi kavga, yorulduk yeter selho hendekler atlamakla sözleriyle yansıdı.

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1GxgOHo
PKKninGercekYuzu.com

Demirtaş TSK’nın Vurduğu Terör Örgütü PYD’yi Halkın Temsilcisi Diyerek Savundu!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun “Fırat’ın batısına PYD geçemeyecek” iddiasına şok bir yanıt verdi.

 

Davutoğlu

 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Fırat’ın batısına PYD geçemeyecek. İki defa vurduk” sözlerine ilişkin, “Göreceksin geçecekler, sen de suyun bu tarafından mal mal izleyeceksin” dedi.

 

Demirtaş’tan Davutoğlu’na Sert Tepki

HDP İstanbul İl Başkanlığı tarafından Florya Elite World Hotel’de düzenlenen dayanışma yemeğine katılan Demirtaş, burada yaptığı konuşmada,Türkiye siyasetinin bir gerçeği olduklarını söyledi ve şöyle devam etti:

“Bizim artık siyaseten ölümüz yüzde 13’tür. Bizsiz artık buralarda siyaset yapamazsınız. Öyle meydanı boş bulup devleti kendi malınız, mülkünüz gibi kullandığınız dönemler bitti. Devlet hepimizin, lafa geldiğinde öyle diyor. Hepimizinse beraber yönetelim. Vatan hepimizin, laf lafa geldiğinde söylüyorlar. Tamam ortak vatan, beraber yönetelim. Niye zoruna gidiyor.”

 

“PYD İster Batısına Geçer İster Doğusuna Geçer”

Başbakan Davutoğlu’nun “PYD’yi vurduk” açıklamasını hatırlatan Demirtaş, “Ey Davutoğlu, her kuşun eti yenmez. Öyle ‘PYD’yi iki defa vurdum, yine vururum’ geçti o günler. PYD Fırat’ın batısına geçerse vururmuş senin tapulu toprağın mı orası? PYD ister batısına geçer ister doğusuna geçer ” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, “Adam okyanusun ötesinden gelmiş Kürtlerle burada ittifak yapıyor. Öbürü dünyanın öbür ucundan Çin’den gelmiş Kürtlerle iş birliği yapıyor. Bizimki hala ‘PYD’yi iki defa vurduk yine vururuz‘ diyor” değerlendirmesini yaptı.

Selahattin Demirtaş, “20 milyon Kürt yurttaş var Türkiye’de. Sen hangi birine nasıl düşmanlık yaparsın? Diyor ki ‘Biz Kürt’e düşman değiliz, oradaki terör örgütleri bizim düşmanımız’. Halkın temsilcisi onlar” diye konuştu.

 

Ağzını Bozdu

 

“Mal Mal İzleyeceksin”

Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun “Fırat’ın batısına PYD geçemeyecek? İki defa vurduk” sözlerine ilişkin de “Göreceksin geçecekler, sen de suyun bu tarafından mal mal izleyeceksin. Tarih böyle işleyecek. Bu benim verdiğim bir karar değil. 100 yıl önce yapılan bir hatadan dönülüyor. Kürtler şu anda kimsenin toprağını işgal etmiyor. Malına, mülküne el koymuyor. İşgal edilmiş, malına, mülküne el konulmuş bir halk olarak kendine ait olanı geri alıyor. Normal süreç işliyor” şeklinde konuştu.

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1jQYxKT
PKKninGercekYuzu.com

The PKK’s Deception about Being Democratic

The PKK Is a Marxist-Leninist And Stalinist Communist Organisation

The PKK Is a Marxist-Leninist And Stalinist Communist Organisation

The communist terror organization known as the PKK frequently employs terms such as “a democratic nation, a democratic transition, freedom and peace” that will please the West in order to deceive world public opinion in its press statements. It is an easy matter for the PKK to lie and say, “We are the only democratic and secular organization you can trust.”

In fact, the PKK is using the same language as all other communists did over the last century. The true face of states founded on such lies as “a democratic nation, building socialism, secularism, protecting the oppressed, a brotherhood of nations and being a party of the workers,” just like the PKK does, can clearly be seen from the following examples.

 

The Democratic Republic of Vietnam

Ho Chi Minh

Ho Chi Minh

A single-party communist state was founded in the northern half of Vietnam under the leadership of Ho Chi Minh in 1945, “The Democratic Republic of Vietnam.” Toward the 1960s, the Ho Chi Minh regime decided to support the guerrillas of the communist National Liberation Front, or Viet Cong, in South Vietnam in order to spread its supposed democracy to the south. The Viet Cong wished to unite the country under communist rule by destroying the South Vietnamese regime. The Vietnam War, fought with the participation of the U.S., China and the Soviet Union, led to the loss of some 1.4 million people and to another two million being injured.

 

The People’s Republic of Bulgaria

Georgi Dimitrov

Georgi Dimitrov

In the 1946 elections, Georgi Dimitrov, leader of the “Bulgarian Communist Party” was elected prime minister and Bulgaria was proclaimed a People’s Republic. Later the Social Democrats merged with the Communist Party. Although speaking of “workers’ rights, social democracy, democratization and populism,” Bulgaria in fact moved toward a soulless, oppressive, single-party communist state in which freedoms were heavily restricted and democracy was suspended. The communist regime in the country came to an end with the collapse of the USSR in 1990.

 

The Democratic People’s Republic of Korea

Workers' Party of Korea

Workers’ Party of Korea

The “Democratic People’s Republic of Korea” was set up in the north of the divided Korean Peninsula in 1948. However, there is not the slightest trace of freedoms in the policies of this supposedly democratic country. The country has been ruled by a communist dictatorship, the most closed to the outside world of any country, with the fewest freedoms and the worst repression. This regime’s ruling ideology, known as “Juche” and built upon the principle of self-reliance, claims that the “people enjoy freedom in thoughts and in politics.” The truth, however, is that its people are essentially living in a vast open-air prison.

 

The Romanian People’s Republic

Romanian Workers' Party

Romanian Workers’ Party

Someone else who wished to implement a communist, Juche regime in his own country was Nicolae Ceausescu, another communist dictator. Ceausescu became leader of the communist “Romanian People’s Republic,” founded in 1947, in 1965, after which he set about establishing a similarly repressive regime. When Ceausescu became general secretary of the “Romanian Workers’ Party” the first thing he did was to rename it the “Communist Party of Romania.” He also changed the name of the country to the “Socialist Republic of Romania.” This communist dictatorship collapsed with the Romanian revolution in 1989.

 

The German Democratic Republic

German Democratic Republic

German Democratic Republic

A socialist regime was established in East Germany, under Soviet control, in 1949, after the end of the Second World War. The “Socialist Unity Party of Germany,” the result of a merger of the Communist Party of Germany and the Social Democratic Party of Germany, came to power, and the country was renamed as the “German Democratic Republic.” The supposedly “democratic” East Germany was in fact never a democracy at all. Waves of strikes that began in 1953 were savagely repressed with the help of the Soviet Army. After some three million had fled to West Germany, the Berlin Wall was set up in order to prevent any further migration from East to West on August 13, 1961. This wall of shame was an exact reflection of the policies of that so-called “democratic” regime, and the country was turned into a massive surveillance state. Under totalitarianism, all of East Germany’s links to the West were severed. West Germany grew and prospered in terms of art, quality, economic well-being and esthetics compared to the East, which claimed to be building “ultra-secularism,” and came to resemble a soulless and dead place of shabby infrastructure and art under a gray mentality of stifling uniformity. Although it was right in the middle of Europe, this supposedly democratic country lived deprived of peace, liberty and democracy until the reunification of the two Germanys in 1990. The Stasi, the secret service of the German Democratic Republic, employed 274,000 agents. The Stasi assisted with the establishment of similar secret services in dozens of countries, such as Chile, Ethiopia, Cuba, Angola, Mozambique and Syria. All it taught the secret services of those countries were the communist tactics and techniques of torture.

 

Democratic Kampuchea

Pol Pot

Pol Pot

During their brief time in power in Cambodia in 1975-1979 the Khmer Rouge developed a regime that they described as “agricultural socialism/rural communism.” Pol Pot claimed to have created a new socialist movement and stated that he wished to build a democratic country. The system of “agricultural socialism” developed by the communists, who delight in such new and fancy descriptions, was in fact rooted in Maoism and Stalinism. Pol Pot’s ideas of an agrarian utopia were developed from the ideals of Mao, who implemented rural communism, and Stalin, who first put agricultural collectivization into action. The new regime called the country “Democratic Kampuchea.” The first action of the Khmer Rouge regime, which claimed to be democratic, was to start slaughtering its opposition. According to Cambodian records, 3.3 million of the country’s 7 million people were slaughtered during Pol Pot’s four years in power. This dark era, when almost half the population died from forced labor, torture, mass executions or malnourishment, is known as the “Cambodian genocide.”

 

The People’s Republic of Albania

Socialist People's Republic of Albania

Socialist People’s Republic of Albania

Enver Hoxha claimed to be building socialism in Albania. During his 41 years in power, when he imposed his singular rule along Marxist, Leninist, Stalinist and Maoist lines, the “People’s Republic of Albania” became the world’s first atheist state. Hoxha’s party, the delightfully named “Party of Labor of Albania,” remained the country’s only political party for 45 years.

 

The Federal Democratic Republic of Nepal

Communist NepalMaoist guerrillas intent on bringing communism to the country by changing the existing regime in Nepal committed numerous acts of terror from 1996 until 2006; some 13,000 people lost their lives as a result. The Maoist movement improved its organization considerably following peace talks and a general amnesty law. The Maoists won one in four of the seats in Parliament in the 2007 elections and then withdrew from the government complaining of a lack of democratization. The Maoists then went on to win a huge majority in the Constituent Assembly elections of 2008 and founded a communist “Federal Democratic Republic of Nepal” by abolishing the monarchy.

 

Conclusion

What the PKK wants to do behind its “deception of being democratic” is to found a communist state, as in the aforementioned historical examples.

The PKK terrorist organization has caused the deaths of some 40,000 people in Turkey in the acts of terror it has perpetrated using its Marxist-Leninist-Stalinist ideology. The aim of this terror organization, whose initials stand for the “Kurdistan Workers’ Party,” is to found an independent communist state based on Marxism-Leninism.

Indeed, the PKK leader Abdullah Öcalan explicitly states this fact in his books: “The PKK has experienced a development in line with the MARXIST-LENINIST tradition. It is clear that from then on it will take shape on the basis of that legacy, which is inseparable in the way that flesh is joined to bone.” (Kurdistan’da Halk Kahramanligi [Popular Heroism in Kurdistan], p. 78)

The PKK has used violence to obstruct any and all parties opposed to it in both Turkey and Syria (operating in Syria under the name PYD), has assassinated their leaders and expelled most of them from the region. Masoud Barzani, president of the Northern Iraq’s Regional Kurdish Administration, is under constant threat by the PKK. If the PKK gains official status, then this Marxist-Leninist-Stalinist organization will accelerate its slaughter, as during the time of Pol Pot, and will increase the support it provides for various communist movements in numerous countries of the world, as in the examples of Vietnam and East Germany.

Therefore, the U.S. must never allow a policy that will lead to a new Pol Pot or a new North Korea in the Middle East.


You can find further informations about PKK in these documentaries and articles:

The PKK Is a Marxist-Leninist And Stalinist Communist Organisation (English Documentary)

There Is No Way To Reconcile With Communist Terror (English Documentary)

The PKK’s Aim Is Not Democratic Autonomy In The Region But An Independent Communist Kurdistan (English Documentary)

The PKK Is an Atheist and Communist Organization

The PKK Does Not Represent The Kurdish People

 

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1P4x0km
PKKninGercekYuzu.com

27 Ekim 2015 Salı

Ateist HDP Dine Sarıldı

7 Haziran 2015 seçimlerinde barajı açtıktan sonra hain saldırılarını artıran Terör Örgütü PKK’ya açıkça destek verdiği için büyük oranda oy kaybeden HDP, oylarını artırmak için dine sarıldı.

7 Haziran seçimlerinde barajı açtıktan sonra hain saldırılarını artıran Terör Örgütü PKK’ya açıkça destek verdiği için büyük oranda oy kaybeden HDP, oylarını artırmak için dine sarıldı. Partisinin dünkü Bitlis’teki seçim programlarında Norşin Merkez Selim Özmen Camii’ne gelerek Cuma namazını kılan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, daha sonra da Yüksel Otel Konferans Salonunda din âlimleriyle buluştu. Yöneticilerinin çocuğunun ateist olduğu iddia edilen HDP’nin, din âlimleriyle buluşması, “Oyları düşen HDP, Din’den medet umuyor” şeklinde yorumlandı.

HDP’li Yenişehir Belediyesi Hazreti Muhammed'e Saldırdı

Diyarbakır’ın HDP’li Yenişehir Belediyesi, geçtiğimiz günlerde billboardlara Peygamberimize ağır hakaretler içeren afişler asmıştı. Belediyeye ait Kadın Politikalar Müdürlüğü’nün logosunun da yer aldığı “Çocuk gelin yoktur, tecavüzcü erkek vardır” başlığıyla yayınlanan afişte, Danimarkalı bir karikatüristin çizdiği, Peygamber Efendimiz’e hakaret eden skandal karikatürün yer aldığı fotoğraf yayınlanmıştı. Söz konusu afişler vatandaşlardan büyük tepki görmüştü.

Kaynak Site: {PKKninGercekYuzu.com}.



from WordPress http://ift.tt/1kN341k
PKKninGercekYuzu.com